Manisalı evhanımı Kıymet Keklik ile işçi Yılmaz Keklik'in iki oğlunun büyüğü olan Barış, kalp yetmezliği tanısıyla 4 Ocak 2010'da Ege Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği'ne yattı. Kalp nakli olması gereken Barış'a, uygun kalp çıkana yaşatabilmek için Prof. Dr. Mustafa Özbaran, Prof. Dr. Tahir Yağdı ve Doç. Dr. Çağatay Engin'den oluşan ekip tarafından yapay kalp takıldı. Pompası küçük, ana makinesi ise 150 kiloluk cihaza bağlanan Barış, hastane odasına mahkum 22 ay geçirdi. Barış, yaşıtları oyun oynarken günlerini, aylarını dört duvar arasında, tek eğlencesi olan televizyon karşısında geçirip, umutla bağış organ bekledi. Bir yıl 10 ay geçirdiği hastanede her kalp bağışında umutlandı ama ona uygun kalp çıkmadı.
ÖNCE EMANET CİHAZLA GEZDİ
Ancak Barış 9 yaşında girdiği hastanede büyüdü, kilo aldı, bu da ona yetişkin pompasına geçiş yapma şansı verdi. Nitekim Barış'ın küçük pompası büyüğüyle değiştirildi, bir hastadan emanet alınan taşınabilir yapay kalp cihazı takıldı. Barış'a, pazar arabası gibi yanında çekerek taşıyabildiği yapay kalple iki ayrı günde birer saat prova yaptırıldı. Hemşire ablaları gözetiminde geçici de olsa özgürlüğüne kavuşan Barış, hastanenin arkasındaki alışveriş merkezinde gezdi, dolaştı. Oyuncakçı dükkanından alışveriş yapıp, kalabalığın arasında dolaşan, temiz havayı doyasıya soluyan Barış, emanet cihaz çıkarılınca eski yaşamına döndü.
Ancak bu eskiye dönüş kısa sürdü, Barış'a cihaz geldi. Prof. Dr. Mustafa Özbaran, "Artık Barış'a kalıcı yapay kalp taktık. Artık daha özgür olacak" derken, emanet yerine kendisine ait cihazla soluğu bir kez daha alışveriş merkezinde alan Barış, "Çok mutluyum. Bu yapay kalp benim. Gerçeği bulununcaya kadar bu cihazla yaşayacağım. Hayat ne güzel. Evime, aileme kavuşacağım. Özlediğim herşeyi yapacağım. Sevinçliyim, artık hastanede kalmak zorunda olmayacağım ama asıl isteğim gerçek kalp" diye konuştu.
'TEST SÜRÜŞLERİ' BAŞARILI OLDU
Barış'ın hastanede bir hafta kadar bu cihazla gözetimde tutulduktan sonra taburcu edileceği belirtilirken, kalp nakil ekibinden Prof. Dr. Tahir Yağdı, 22 aydır güneşe hasret kalan Barış'ın kliniklerinin maskotu haline geldiğini belirterek şunları söyledi:
"Barış, geldiğinde hem boy hem kilo olarak küçüktü. O nedenle çocuklara uygun olan pompayı taktık. O pompayla bu mobil cihazı kullanması mümkün değildi. Ama bu süreç içinde kalbinin desteklenmesi Barış'ın vücut büyümesine de çok olumlu katkıda bulundu. Neredeyse iki yıl önceki Barış'ın iki katına çıktı. Tabii büyüyünce bu eski pompayı biz vücuduna uygun olması için büyüttük. Büyüttükten sonra bu mobil, eve gitmesine olanak sağlayan cihazı taktık. Ki bu Türkiye'de bu çocuk hastalarda hiç denenmemişti. Barış, mobil cihazla iki kez test sürüşü yaptı, dışarı çıktı, mobilize oldu. Şu anda da artık kendisine gerçek kalp bulununcaya kadar, kalıcı olan bu araba mobil cihazla istediği gibi evine gidebilecek, mahallesinde arkadaşlarıyla görüşecek, okuluna da gidebilecek. Biz de bağışlanacak bir kalp için beklemeye devam edeceğiz."
'PSİKOLOJİSİ OLUMSUZ ETKİLENDİ'
Doç. Dr. Çağatay Engin de, uzun süre hastanede kalmanın çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini, onlara bu süreçte psikolojik destek aldıklarını söyledi. Barış'ın da 22 ay hastaneden dışarı çıkamamasının onu etkilediğini belirten Doç. Dr. Engin, "Şimdi Barış'a bir şans doğdu. Artık gezip, oyun oynayabilecek ama nihai tedaviyi bekleyecek. Kalp nakliyle hiçbir kısıtlama olmadan hayatına devam edebilecek" dedi.
DHA-İzmir - Nesrin COŞKUN