Hendek ilçesinde cuma günü havai fişek fabrikasında yaşanan patlamada ayağından ve başından yaralanan Gülizar Erdoğan, facia anında yaşananları anlattı. Patlama sırasında mutfak bölümünde çalıştığını belirten Erdoğan, patlamadan önce yetkilileri uyardıklarını ama sorunun çözümü için net bir şey yapılmadığını söyledi. Yaşanan patlamanın ‘muska’ diye tabir edilen bir torpil çeşidinden kaynaklandığını ve bu ürünün ambalajlandıktan 2 gün sonra kendi kendini ısıttığını ifade eden Gülizar Erdoğan, “Olay anında ben mutfaktaydım orada görevliydim o gün. Öğle yemeği çıkaracaktık tam su koymak için kovayı elime aldım, o anda bir titreşim hissettim. Hava titreşti ve patlamayla beraber bütün camlar ve pencereler üzerimize geldi. Zaten elimdeki kova göğsüme vurdu, fırladı gitti. İlk etapta ben yarayı kafamdan aldım, ayağımda hiçbir şey hissetmiyordum. Ayağımda bir şey yok diye düşünüyordum ben. Meğerse ayağıma parmak kalınlığında bir cam girmiş, kemiğe kadar saplanmış, çatlak olmuşmuş ama ben hiç bilmiyordum o anda. Yere düştüğümü hatırlıyorum, elektrikçi Recep Bey yere yatın diye bağırıyordu. Zaten yerdeydik kalkmanın imkanı yoktu o anda” dedi.
ARKADAŞINI KURTARDI
Dakikalar içerisinde başka bir noktada güçlü bir patlamanın daha yaşandığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Saniyeler içinde oldu her şey. Ondan sonra arkadaşlarımın yanına gitmek istedim. Daha güvenli bir yere de geçmeye çalışıyordum o anda bir patlama daha oldu. Başka bir yere savruldum ve önüme koca bir demir masa düştü. Daha sonra kalktım yine bilincim yerinde arkadaşlarıma yardım etmek istiyordum bir dahaki patlamada ben bir daha yere düştüm. Etraftaki insanlar benim öldüğümü düşündü, ‘Abla, abla’ dediler ve arkadaşlarım beni bırakıp gitti. Gazları kesmemiz gerektiği aklıma geldi, başka bir patlama daha olmasın diye gazları kestik. Mescidin penceresinden dışarıya atladık yanımdaki arkadaşıma ‘Beni bekleme koş, bir daha patlarsa hepimiz ölürüz’ dedim. Arkadaşım gitti, ben çıkmaya çalışırken başka bir arkadaşımı görmüştüm o arkadaşımın ayağı kopmuştu. Turnikesini yaptım, sırtıma aldım ve güvenli bir bölgeye götürdüm, yaralarını sardım ve ambulansa teslim ettim.”
“PATLAMA MUSKANIN İLACI OLAN BÖLÜMDE YAŞANDI”
Fabrikada üretilen ve yeni bir ürün olan ‘muska’ denilen torpilin depolanma aşamasında kendi kendini ısıttığını ve son derece tehlikeli olduğunu söyleyen Gülizar Erdoğan, şunları söyledi: “Muska dediğimiz ürün siyah bir kağıttan oluşuyor. İçine ilacını ve fitilini koyuyoruz, hafif bir şekilde tutkallayıp kapatıyoruz. Bunun içinde bir çay kaşığı kadar madde var. Bu madde kızışıyor, şişiyor ve kendi kendine patlıyor. Biz bunu yetkililere anlatamadık. Sanki tam olarak bilinçli değildiler. Bu muskanın şiştiğini ve kızıştığını biz üretildikten 2 gün sonra fark ettik ve yetkililere söyledik. Kendileri geldiler, boşalttırdılar kolileri. Bütün ilaçları etrafa saçtılar, paketleri açtık, güneşe serdik, kuruttuk ve yeniden ambalajlayıp, paketleyip, koliledik. Şimdi ilk patlama depodan değil, muskanın ilacı olan aşağıda bulunan bölümde yaşandı. Zaten ilk patlama orada olduğu için çok daha fazla ölü olmadı. İlk patlama, bizim işlem yaptığımız işçi arkadaşlarımın olduğu yerden patlamış olsaydı kesinlikle o bölümde çalışan 26 kişi hayatta yoktu. Orada 26-27 kişi çalışıyor. Bu madde imal ederken ısınmıyor. İşlem bitti, ürünün ambalajını kapattık ve bir iki gün sonra fark ediliyor. O anda hiçbir şey yok. O anda gayet normal bir şekilde işini yapıyorsun ama bir iki gün sonra o madde kendi kendini ısıtıp şişiyor. Ben şöyle düşünüyorum acaba jelatine ya da plastiğe karşı zıt bir madde miydi bilmiyorum. Çünkü bu işlemler olduktan sonra böyle şişmesi incelenmesi gereken bir şey.”
“MUSKANIN ISINDIĞINI İLETTİK”
İlk patlamanın, muska diye tabir edilen torpilin etken maddesinin üretildiği atölyede yaşandığını söyleyen Gülizar Erdoğan, “Muskanın ısındığını ilettik. Ustabaşımız da söyledi, biz de söyledik. Bize ‘Hemen kolileri açın’ dediler. Patlayacak korkusuyla boşalttılar. Hemen aldılar kolileri, bütün paketleri açtılar, güneşe serdiler ki bunların hepsi suç ve olmaması gereken şeyler. Daha sonra yeniden paket yaptık ve yerine koyduk. Ertesi gün patlama oldu. Bu patlama ilk olarak ‘Çin mahallesi’ dediğimiz muska adlı maddenin ilacının imalatında çıktı. O ilaç patlamış oldu ve bütün arkadaşlarımızı orada kaybettik” diye konuştu.
“TEDBİR OLSAYDI BELKİ DE BUNLAR YAŞANMAYACAKTI”
Erdoğan işçilerin defalarca uyarmasına rağmen yetkililerin etkili bir önlem almadıklarını iddia ederek, şöyle konuştu:
“Bu ürün yeniydi, onlar da acemi biz de acemiydik. Bunu yapmamalarını söyledik, bu böyle oluyor dedik, patlayacağız diye herkese söyledik ama buna önlem alınması artık bunun yapılmaması gerekirken devam edilmesi çok yanlış bir şeydi. Bu ürünün tehlikeli olduğunu anladıktan sonra bir taziyeye katılmıştım. O akşam gördüğüm herkesle helalleştim. Komşularıma ‘Çok tehlikeli bir iş yapıyoruz. Her an ölebiliriz patlama olabilir, yarın akşam görüşmeyebiliriz” dedim. Dediğim gibi de oldu. Kesinlikle ihmal var, her şey göz göre göre oldu. Çünkü biz söyledik, haber verdik. Kendileri gelip görüler ve yapılmaması gereken şeyleri yaptılar. Bu işte ihmal var. Tedbir olsaydı, ihmal olmasaydı belki de bunlar olmayacaktı.”
Ergün AYAZ- Alişan KOYUNCU/HENDEK (Sakarya), (DHA)
Ali 7 Temmuz 2020 Salı 15:30
|