Ağaoğlu, bugün "Ali Ağaoğlu başarısının sırrını açıklıyor" başlığıyla Hürriyet, Milliyet, Sabah ve Zaman'ın sürmanşetine konuk oldu. Bu gazeteleri alıp Ali Ağaoğlu'nun başarısının sırrını öğrenmek isteyenler 3. sayfayı açtıklarında kısa bir şok yaşadılar.
Çünkü Ali Ağaoğlu, tam sayfa ilanla başarısının sırrını değil, kendisine ait veciz bir sözle şu anda satışta olan 9 projesinin tanıtımını yapıyordu. Üstelik sürmanşette yeralan fotoğrafı yetmezmiş gibi ilandaki projesi My Towerland'ın yanına kocaman bir fotoğrafını ekleyerek.
"Yatırımı yastık altına değil, toprak üstüne yapacaksın" sözünün altına Ali Ağaoğlu imzası atan Ali Ağaoğlu, bu çıkışıyla reklam dünyasına da yeni bir akış ve yeni bir soluk kazandırmış oldu.
Daha önce 1 milyon dolar karşılığında kendi reklam filminde oynayan Ali Ağaoğlu, "Yaptım, olacak" sloganı ile uzun süre konuşulmuş, bazı çevreler bu davranışı girişimcilik harikası olarak tanımlarken bazı çevrelerde tepki göstermişlerdi.
ALİ AĞAOĞLU KİMDİR?
Farklı söylemleri ve çıkışları ile iş dünyasının klasik iş adamı kimliğinin dışına çıkan ve sıradışı bir çizgisi olan Ali Ağaoğlu, 3 Mart 1954’te Trabzon’un Of ilçesinde doğdu. Çok genç yaşlarda iş hayatına atılan Ali Ağaoğlu, Ağaoğlu Şirketler Grubu’nu kurdu. 27 yıldır inşaat, turizm ve hizmet sektöründeki çalışmalarına devam ediyor.
1981 yılında büyük site kategorisinde ilk inşaatını tamamlayan Ağaoğlu, bu tarihten itibaren sanayi sektörüne yönelerek faaliyetlerini genişletmeye başladı. 1998’de “My” konseptli projeleri başlattı.
Eltes İnşaat’ı aldıktan sonra ‘Eltes Güneşi Ümraniye’ ve ‘Eltes Gold Residence’ projelerini geliştirdi.
Üç çocuk babası olan Ağaoğlu doğa tutkunu. Kilyos’taki çifliğinde sebze meyve yetiştiriyor, hayvanlarıyla ilgileniyor.Ağaoğlu’nun üç işi var. Gayrimenkul ve turizm, yeni yeni de enerji.
LÜKS ARABA TUTKUNU!
Lüks otomobil tutkusuyla tanınan ünlü işadamı Ali Ağaoğlu, büyük bir servet değerindeki garajına sürekli yeni ve milyon dolarlık arabalar ekliyor. Bentley, Roys Royce, Lamborghini gibi pahalı arabaları bulunan Ağaoğlu, son olarak 3.5 milyon dolar verip Bugatti almıştı. Ağaoğlu böylece Türkiye’de Bugatti sahibi ilk iş adamı oldu.
"BEKARIM, YAKIŞIKLIYIM HAYATIN TADINI ÇIKARIYORUM"
Genç sevgilileri ile sık sık magazin basınına poz veren ve açıklama yapmaktan kaçınmayan Ali Ağaoğlu, kendine olan güvenini ve beğenisi bakın hangi sözlerle dile getiriyor: "Günde ortalama 15-18 saat çalışıyorum. Sabah 5'te yatsam bile 7'de kalkar 8'de iş başı yaparım. Çok az boş vaktim oluyor. Kendime ayırdığım zamanda keyif alacağım şeyler yaparım. Magazin haberlerine çıkmakbeni rahatsız etmiyor. Hayatım boyunca hep şeffaf oldum. Neysem oyum. Eğer bir şey yapıyorsam kimseden saklamam. Bu yaşıma kadar ne işimde ne özelimde yamuk yumuk hiç bir işin içinde olmadım. Eğer bir kızarkadaşım varsa onunla bir şey yaşıyorsam gizli yaşamam. 12 sene oldu eşimden ayrılalı. Bekar, yakışıklı bir adamım. Hep amelelerle uğraşacak değilim ya. Arada bir gezip hayatın tadını da çıkarıyorum. Bazıları saklıgizli yapar. Ben ne yaşıyorsam ortada yaşıyorum.Eskiyle, yaşlıyla işim olmaz. Her şeyin genç olanı severim."
DONALD TRUMP KİMDİR?
Trump, gökdelenleri ucuza kapatma yeteneğiyle dünyanın en büyük emlâk satıcılarından biri haline gelen Donald Trump, aslen New York'lu. Büyükannesiyle büyükbabası Baden'den ABD'ye göç ediyor. Babası emlâkçı.. Donald Trump 60'lı yıllann başında High School'u, kötü hal ve gidişi yüzünden terketmek zorunda kalıyor. Ardından askeri akademide okuyor ve 1968'den sonra Pennsylvania'daki Wharton Institute'de işletme bilimleri eğitimi görüyor. Tek ve iki ailelik evlerin yapımında uzmanlaşan babasının şirketinde ayak işlerine bakarmış.
Trump ilk işini bile büyük tuttu. 1973'te New York'ta 290 dairelik 18 katlı bir gökdelen inşa ettirdi. Sonraki projelerinin tümünde yaptığı gibi, finansmanı devletten sağladığı vergi indirimi ve diğer ayrıcalıklarla (örneğininşaat arazisinin kendisine ucuza bırakılması gibi) garanti altına alıyordu.
"Big Deal"i (büyük vurgun) 1975'te gerçekleştirdi. 10 milyon dolara, Grand Central Station'a (Büyük Merkez Garı) bitişik olan harabe halindeki Commodore otelini satın aldı. Masraf tutarı 80 milyon dolara ulaşan değişikliklerle, bu oteli beş yıl içinde 1.400'den fazla odası olan bir lüks otel haline getirmeyi amaçlıyordu. New York 70'li yılların ortasında eski ihtişamını büyük ölçüde kaybettiğinden, kent belediyesi bu girişimini olumlu karşıladı. New York metropolü kötü yönetim ve toplumsal sorunlar yüzünden iflasın sınırına ulaşmıştı. Trump belediyeden sağladığı desteğin yanı sıra, yeni inşa ediimekte olan bu camdan sarayın % 50'sini 100milyon dolar karşılığı satın alan Hyatt Oteller Zinciri ile bir kontrat imzaladı. Trump bu işe toplam 90 milyon dolardan fazla yatırmadığı için, bu işten çok büyük bir kazanç sağladı. 1980 yılının Eylül ayında açılan Grand Hyatt Oteli çok kısa bir sürede New York'un belli başlı adresi haline geldi.
Kentin manzarasını değiştiren çok sayıda başka göz kamaştırıcı yatırımı Grand Hyatt otelini izleyince, Trump kısa zamanda "New York'u yenileyen adam" olarak ün saldı. Mimar ve tasarımcıların uyarladıkları, bronz vecamdan yapılma gösterişli bina cephelerini, Trump dizayn ediyordu. 1983'te gerçekleşen duvarları altından çağlayanlı (kaskatlı) ve sosyeteye hitab eden çok sayıda mağazayı barındıran Trump Tower adlı lüks tapınak,Trump'ın prestij projesi oldu.
Trump, 80'li yılların ortasında New York'un gelmiş geçmiş en devasa imar projesini hazırladı. Hudson Nehri'nin batı yakasındaki Television City. Hiçbir zaman gerçekleşemeyen bu projede, onbir tane 45 katlı kule ve 400 metreyi aşan yüksekliğiyle dünyanın en yüksek binası olması tasarlanan 145 katlı bir gökdelen öngörülmüştü.
Bundan sonraki en muazzam vurgunları 80'li yılların sonunda gerçekleşti. Trump Lufthansa ile direkt rekabete girerek 420 milyon dolara Plaza Oteli'ni satın aldı ve ayrıca kendi havayolları şirketini kurabilmek amacıyla iflas halindeki Eastern Airlines havayollarının uçak filosunu (37 adet Boeing 727'yi 350 milyon dolara) satın aldı. 1990'da Adantic City'de inşa ettirdiği Tac Mahal Otel-Casino ile kumarhane işine girmiş oldu. Bu sıralarda
41 yaşındaki girişimcinin serveti 4 milyar dolar olarak tahmin edilmekteydi.
Bir yıl içinde çöküşü başladı. "Forbes" adlı ekonomi dergisiyle "Wall Street Journal" gazetesi Trump'ın "tasavvur edilemeyecek inşaat borçlarından" söz ediyorlardı. İnşaat kralı kendini fazla zorlamıştı. Buna bir de aile sorunları eklendi. Çekoslovakyalı bir kayak şampiyonu olan karısı Ivana Zelnickova basının enikonu yaydığı bir tartışmadan sonra Trump'a zina nedeniyle boşanma davası açacağını ilan etti.Her ne kadar karıkoca barıştıysa da kısa süreli bir beraberlikten sonra 1993'te iş ilişkileri tümüyle bozuldu ve Trump karısına 15 milyon dolar tazminat ödedi.
Trump, 90'lı yılların başında bankaların kendisine bundan sonra alacağı kredilerin koşullarını dikte etmelerine ses çıkaramadı. Yıllık faiz ödemeleri 120 milyon dolara ulaşmıştı. Ayrıca lüks yaşam tarzına ciddi bir biçimde karışılmasına göz yummak zorunda kaldı. Özel masrafları denetlemeye alındı ve bundan böyle yılda "yalnızca" 350.000 dolar harcamasına izin verildi.
Trump gene de; tahminlerin ötesinde çabuk toparlanabildi. Yeni finansörler aracılığıyla borçlarının çoğunu ödeyebildi. 90'lı yılların ortasında Avusturya ve Berlin'de gerçekleştirmeyi düşündüğü büyük çapta inşaat planları var.
Hatice Nazlı AYDOĞAN/İSTANBUL (Gazeteport)