Günlerdir yaza yaza kalemde mürekkep bitti.
CHP ile BDP arasında "gizli bir ittifak" olduğunu ortaya koymaya çalıştım. CHP yönetiminden "hayır" diyen de çıkmadı.
Nihayet Başbakan Erdoğan, "CHP'nin PKK diliyle konuşması, üslubunun PKK ve BDP üslubuyla bu derece örtüşmesi çok dikkat çekicidir" açıklamasını yaptı.
Durum aynen öyle!
Kılıçdaroğlu, başlattığı değişim ve dönüşüm sonucunda "Yeni CHP"yi BDP çizgisine yaklaştırdı!
İlk sinyaller Van'daki "arama toplantısında" verildi. TESEV'ci Oğuz Babüroğlu'nun yönettiği o toplantıda PKK ve BDP çizgisinde pek çok kararlar alındı. Gizli tutulan o kararların tamamı daha önce bu köşede yazıldı.
Sonra Abant Toplantısı geldi. Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, açık açık söyledi:
- BDP ile aynı dili konuşmaktan korkmamalıyız!
Parti içinden tepkiler yükseldi. Ancak, tepki gösterenler değil, Özgümüş gibi düşünenler koruyup kollandı.
Türkiye, Fransa'daki Ermeni iddialarının inkârını suç sayan kanun teklifini konuşurken, yeni gelişmeler oldu. Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap başkanlığındaki bir CHP heyeti, 23 Aralık Cuma günü Diyarbakır'a gitti. Heyette, İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, PM üyesi Levent Eyipişiren, Kılıçdaroğlu'nun akrabası Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan ile partide hiçbir görevleri olmayan Celal Doğan ve Gürbüz Çapan yer aldı.
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in yanına koştular. Baydemir de onları beyaz güllerle karşıladı.
Birlikte basının karşısına çıktılar...
Önce Nihat Matkap konuştu. "Artık bölgede kan, terör ve operasyon sözcüklerini duymak istemiyoruz" dedi.
Osman Baydemir de Türk Ordusu'nun "silah bırakmasından" söz etti:
- Erken bir zamanda, aynı anda, aynı saniyede karşılıklı olarak eller tetikten çekilmeli.
CHP'den itiraz eden olmadı!
Sonra bir odaya kapandılar. 2 saat baş başa görüştüler. Orada ne görüşüldü, hangi kararlar alındı, açıklanmadığı için bilen yok.
***
O toplantıdan sonra BDP'liler, CHP'ye daha çok sahip çıkmaya başladılar.
Kılıçdaroğlu, Uludere'de BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan tarafından karşılandı. Taziye çadırına birlikte gidildi.
Kaplan, Kılıçdaroğlu'na BDP Genel Başkanı muamelesi yaptı!
Bu olaydan bir gün önce de CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile Hasip Kaplan birlikte basın toplantısı düzenlediler. İlginçtir, BDP'li Hasip Kaplan'la ilgili iddialara cevap vermek CHP'li Sezgin Tanrıkulu'na düştü:
- Hasip Kaplan olmasaydı, bugün Uludere Kaymakamı dünyada olmazdı, öldürülürdü.
Daha da ilginci var: Kılıçdaroğlu, Uludere'de basın toplantısı düzenlerken sağında BDP'li Hasip Kaplan oturuyordu.
Apaçık ortada, CHP makas değiştirdi. Dikkat edenler görmüştür; CHP artık Meclis'te de hiçbir şekilde BDP'ye yönelik eleştiriye girmiyor. İki taraf karşılıklı olarak birbirini koruyup kolluyor.
Oysa, Baykal döneminde CHP'lilerle BDP'liler sık sık birbirlerinin üzerine yürürdü.
Kılıçdaroğlu, CHP'de çok büyük bir değişime imza attı. Dün, "Habur Açılımını" eleştiren CHP, bugün BDP ile kol kola geziyor.
***
CHP'nin bu gidişine tepki gösteren parti içindeki muhalif kanatın son derece çarpıcı bir iddiası var:
- Eğer BDP hakkında kapatma davası açılırsa... Eğer BDP kapatılırsa... Eğer Kılıçdaroğlu o zaman da CHP'nin başında olursa...
BDP'lilerin sığınacakları yer CHP'dir.
Muhalifler, Kılıçdaroğlu'nun bu politikalarla CHP'yi küçülttüğünü iddia ediyorlar:
- CHP, seçimde yüzde 26 oy aldı.
Son kamuoyu araştırmalarına göre, oy oranı yüzde 19,6'ya düştü. 2011 Yılı Nisan'ında Kılıçdaroğlu'nun güvenilirlik oranı yüzde 22'ydi. Bugün o oran da yüzde 9,5'e indi.
CHP'de bu tartışmalar devam ederken, "Olağanüstü Tüzük Kurultayı" için imzalar da önümüzdeki pazartesi günü toplanmaya başlanacak. Bunun için 260 imza yeterli.
Ancak, muhaliflerin hedefi 600 imza.
Muhalifler, Kılıçdaroğlu'nun izlediği politikalara tepkinin kendilerini bu sayıya ulaştıracağını düşünüyorlar.
TÜRKİYE
Sayfa başına git
