Gün Haber

Nafaka Artırım Davası

Nafaka Artırım Davası, değişen ekonomik koşullar sonucunda, nafaka alacaklısının, nafaka yükümlülüğü bulunan kişiden nafakanın yükseltilmesini talep ettiği bir yargı sürecidir.
ABONE OL
Abone Ol
Nafaka Artırım Davası
Haberler / REKLAM/ADVERTORIAL
1 Mayıs 2024 Çarşamba 10:56
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Ülkemizde sıkça rastlanan bir dava türü olan bu süreç, özellikle boşanma davaları sonrasında belirlenen nafaka miktarlarının, zamanla ekonomik ve sosyal değişiklikler nedeniyle yetersiz hale gelmesi üzerine başvurulan bir yöntemdir. 

Mahkemeler, belirlenen nafaka miktarlarının güncel yaşam şartlarına uygun olup olmadığını değerlendirir ve gerekli görülmesi halinde artırım yapılmasına karar verebilir. Nafaka artırım davası, eksiksiz ve hatasız biçimde yürütülebilmesi açısından uzman bir Ankara boşanma avukatı eşliğinde yürütülmesi önerilen bir davadır.

 Türk Medeni Kanunu'nda yer alan 4 ana nafaka türü şunlardır:

  • Tedbir Nafakası (TMK m. 169): Boşanma süreci devam ederken, eşlerden birinin maddi zorluk çekmesinin önüne geçmek amacıyla mahkemenin geçici bir önlem olarak belirlediği nafakadır. Velayeti alan eşe, ortak çocuk için de tedbir nafakası hükmedilebilir.

  • Yoksulluk Nafakası (TMK m. 175): Boşanma sebebiyle maddi durumu kötüye giden eşe ödenen nafakadır, ancak ödeyen eşin daha ağır bir kusuru bulunmamalıdır.

  • İştirak Nafakası: Çocuğun bakımı ve eğitimi için, velayeti alan eşe ödenen nafakadır (TMK m. 329).

  • Yardım Nafakası (TMK m. 364): Eşe ödenmeyip, destek olmadan yoksulluğa düşecek aile bireylerine ödenen nafakadır.

Çocuğun ihtiyaçlarının veya anne-babanın mali gücünün değişmesi, yaşam koşullarının farklılaşması gibi durumlarda, hakim, nafaka miktarını yeniden belirleyebilir veya nafakayı tamamen iptal edebilir (TMK m.331). Bu, nafaka borçlusu ve alacaklısının mahkemeye başvurma hakkını içerir ve herhangi bir süre beklenmesi zorunlu değildir. Velayetin bir ebeveyne verilmesi, çocukla kişisel ilişkiler ve iştirak nafakasıyla ilgili hükümler kesin bir durum oluşturmaz. Taraflar, değişen durumları göz önünde bulundurarak mahkemeye başvurabilirler.

Nafaka Artırım Davası Nedir?

Nafaka Artırım Davası, nafaka alacaklısının, ekonomik koşulların değişimi sonucu nafaka ödemekle yükümlü olan kişiden nafakanın artırılmasını talep ettiği süreçtir. Bu dava, nafaka ödeyen kişinin mali durumunun iyileşmesi ve nafaka alacaklısının meşru nedenlerle nafaka artışı talep etmesi durumunda açılabilir. Nafaka türleri arasında tedbir, yoksulluk, iştirak ve yardım nafakası bulunmaktadır. Mahkemeye başvurularak, tarafların mali durumlarının değişmesi ya da adil olması gereken durumlarda nafaka miktarının artırılması istenebilir. Nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artması, mevcut nafakanın giderleri karşılayamaması ya da nafaka borçlusunun ekonomik gücünde önemli bir artış olması gibi durumlar, nafaka artırım talebi için yeterli sebeplerdir.

Nafaka; maddi desteğe ihtiyaç duyan ve kendi imkanlarıyla geçimini sağlayamayan kişilere yönelik bir yardımdır. Mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarı, kesin bir hüküm oluşturmaz; yani değişen koşullara bağlı olarak nafakanın artırılması talep edilebilir. Nafaka artırımı için, zaten hükmedilmiş bir nafakanın bulunması ve artırım talebine dayanak olarak haklı gerekçeler sunulması gereklidir. Hakim, sunulan gerekçeleri, tarafların maddi ve sosyal durumlarını, zamanın ekonomik koşullarını ve paranın alım gücünü dikkate alarak değerlendirecektir. Nafaka artırım oranları, mahkemeler tarafından Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) belirlediği Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranı göz önünde bulundurularak Yargıtay kararları ışığında belirlenir.

Nafaka Artırım Davası Şartları

Nafaka artırım davası, çocuğun velayeti kendisine verilen tarafın çocuğu besleme, bakım ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olduğu bir süreçtir. Velayetin diğer ebeveyne verilmemiş olması, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine, mali gücü oranında, katkı sağlamayı gerektirir. Nafaka miktarının belirlenmesinde her iki eşin mali gücü önemli bir faktördür ve şu şartlar altında nafaka artırımı talebinde bulunulabilir:

  • Nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artması,

  • Mevcut nafakanın giderleri karşılamaması,

  • Nafaka borçlusunun ekonomik durumunda önemli bir iyileşme olması,

  • Tarafların mali durumlarının değişmesi,

  • Enflasyon ve alım gücünün düşmesi gibi nedenlerle nafakanın yetersiz kalması,

  • Nafaka artırım talebinde bulunan kişinin, nafaka alacaklısı olması,

  • Söz konusu durumların mahkemece kanıtlanabilmesi gerekmektedir.

Nafaka artırım talebi, özel okula gitme ya da çeşitli kurslara katılma gibi çocuğun ihtiyaçları arttığında veya nafaka alacaklısının sağlık sorunları nedeniyle iş göremez hale gelmesinde de gündeme gelebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 176 ve 300. maddelerine göre nafaka artırım davası açacak kişiler, mahkemeden nafakanın ilerideki artış oranlarının belirlenmesini de talep edebilirler, böylece sürekli dava açma gerekliliği ortadan kalkar.

Nafaka Artırım Davasını Açabilecek Kişiler

Nafaka artırım davası genellikle nafaka alacaklısı tarafından, özellikle eski eşe yoksulluk nafakası ya da çocuk lehine iştirak nafakası hükmedilmişse, nafakanın artırılması amacıyla açılır. Koşulların değişmesi halinde, hem nafaka borçlusu hem de nafaka alacaklısı bu konuda mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. Nafaka borçlusu, nafakanın artırımını talep edemez; ancak nafakanın azaltılması için dava açabilir. Mahkeme tarafından verilen kararda, nafaka ile ilgili artış oranı, dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde belirlenir. İştirak nafakasıyla ilgili yapılacak artış, boşanmanın kesinleştiği tarih itibarıyla değerlendirilir. Nafaka artırımına dair mahkeme kararında, nafakanın her yıl belirli bir oranda artırılması hükmedilebilir, bu da mağduriyetlerin tekrar yaşanmasının önüne geçmeyi amaçlar. Yargıtay kararlarına göre, nafaka miktarının yıllık artırımı, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) dikkate alınarak yapılır.

Çocuğun İştirak Nafakasında Artırım Davası

Mahkeme tarafından verilen nafaka kararları kesin bir hüküm teşkil etmez; nafaka, alacaklının talebi doğrultusunda artırılabilir. Boşanma sürecinin resmi olarak sonlandırılmasının ardından, ekonomik olarak zorluk çeken eş, bu durumu hafifletmek amacıyla nafaka talebinde bulunabilir. İştirak nafakasının, çocuğun büyümesi veya eğitim ihtiyaçlarının artması gibi nedenlerle yetersiz kalması durumunda, çocuğun velayetini elinde bulunduran kişi, nafakanın artırılması için dava açabilir. Günümüz koşullarında, hükmedilen iştirak nafaka miktarları zamanla yetersiz hale gelebilir. Bu nedenle, artan harcamalar ve ihtiyaçlar sonucu, iştirak nafakası alacaklısının, gerekli sebepleri mahkemeye sunarak nafaka artırımı talebinde bulunması gerekir.

Nafaka Artışı Neye Göre Belirlenir?

Boşanma davası sırasında veya sonrasında mahkeme, maddi olarak zorluk çekecek eş veya varsa çocuklar için, sosyo-ekonomik durumlarına uygun bir nafaka belirleyebilir. Hakim, nafaka miktarını belirlerken, eşlerin maddi durumu, çocukların giderleri, zamanın ekonomik ve sosyal koşullarını değerlendirir. Ancak değişen koşullar ve yeni ihtiyaçlar nedeniyle hükmedilen nafaka miktarı yetersiz kalabilir. Bu durumda, nafaka alıcı taraf, nafaka yükümlüsüne nafaka artırım davası açabilir. Nafaka artırım talebi, genel ekonomik kriz, paranın değer kaybı, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunun iyileşmesi, nafaka alıcının yeni giderlerinin ortaya çıkması gibi meşru gerekçelere dayanmalıdır. Hakimin dikkate alacağı hususlar arasında eşlerin maddi durumu, çocukların giderleri, ekonomik ve sosyal koşullar, nafaka alacaklısının yeni ihtiyaçları, ekonomik kriz, paranın değer kaybı ve nafaka yükümlüsünün maddi durumunun iyileşmesi bulunur. Nafaka artırım davasının kanuni dayanağı, Türk Medeni Kanunu'nun 176.maddesinin 4’üncü fıkrasıdır ve buna göre, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda nafaka artırımı talep edilebilir.

Nafaka artış miktarı, Yargıtay kararları doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranı dikkate alınarak mahkemelerce belirlenir. Ancak, bu oranlar sabit değildir ve ekonomik şartlardaki değişikliklere bağlı olarak nafaka artırım kararı verilebilir.

Nafaka Artırım Miktarının Hesaplanması

Nafaka miktarına ilişkin mahkeme kararlarında genellikle nafaka artış oranı belirtilir. Bu oran çoğunlukla Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) belirlediği Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) veya Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranında artırılmasına karar verilir. Hakim, davada talep edilen artış miktarı ve kanuna uygunluk, adillik çerçevesinde bir artış oranına karar verir. İştirak nafakasında artış oranının belirlenmesinde mahkeme kararı önemlidir. Mahkeme, nafakayı hangi oranda artırılmasına karar verirse nafaka o oranda artırılır.

Nafaka artırım talebinin dava dilekçesinde açıkça belirtilmiş olması gerekmektedir. Yoksulluk nafakası bakımından, süresiz olması nedeniyle artış oranının ne olacağı önem arz eder. Mahkeme, genellikle kararlarında ÜFE-TÜFE oranlarına dayanarak yıllık artırımlara karar verir. Nafakanın her yıl arttırılması için tekrar dava açılması gerekliliği, taraflar için zorluklara neden olabilir. Bu nedenle, nafaka hükmedilirken her yıl ÜFE oranında artış yapılacağı kararlaştırılabilir ve hakim de buna göre karar verebilir. ÜFE oranının kabulü, Yargıtay'ın yerleşik içtihatları arasındadır.

Boşanma Davası Devam Ederken Nafakanın Artırılması

Boşanma davası sırasında genellikle tedbir nafakasına karar verilir. Tedbir nafakasının artırılması, boşanma süreci devam ederken, boşanma davasına bakan mahkemeden talep edilebilir. Çekişmeli boşanma davaları genellikle uzun sürer ve bu süreçte enflasyonun etkisiyle gelir dengesi bozulabilir. Bu durum, nafaka artırım talebinde bulunmayı gerektirebilir. Nafaka yükümlüsünün geliri arttığında, bu da nafakanın artırılmasını gerektirebilir.

Bu durum, nafaka artırımı ile ilgili dilekçe sunarak veya duruşmada hâkimden talepte bulunarak gerçekleştirilebilir. Mahkeme, dava öncesinde sunulan nafaka artırım talebi karşısında görüş belirtmezse veya ara karar vermezse, bu durum dava esnasında sözlü olarak hatırlatılmalıdır.

Nafaka Artırım Davasında Yetkili Mahkeme Neresidir?

Nafaka artırım davalarında yetkili mahkeme, genellikle nafaka alacaklısının ikametgahının bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesidir. Nafaka alacaklıları, nafaka aldıkları süre boyunca nafaka artırımı talebinde bulunabilirler. Yardım nafakası alan kişiler, nafaka süresi boyunca nafaka artırımı talebinde bulunma haklarına sahiptir. Nafaka alacağına ilişkin yargılama süreci, hakimin mevcut nafaka miktarını, nafaka artırımı için sunulan sebepleri ve delilleri değerlendirerek karara bağlar. Nafaka artırım davaları, basit yargılama usulüne tabi tutulur.

Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesi 4. fıkrasına göre, tarafların mali durumlarının değişmesi veya adil bir durumun ortaya çıkması halinde nafakanın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu hüküm, nafaka artırım talebinde bulunan kişinin, nafakaya ilişkin ilk kararda veya nafaka artırımı ile ilgili kararda, nafaka alacağının her yıl belli bir oranda artırılmasına dair hüküm koyulabileceğini belirtir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, nafaka artırımı yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) doğrultusunda yapılmaktadır. Bu, ekonomik verilere bağlı olarak değişken bir endeksin uygulanması ile kişilerin nafaka konusunda yaşayabileceği mağduriyetlerin önüne geçilmesini sağlar.

Nafaka Artırım Davasında Yargılama Usulü

Nafaka artırım davasında uygulanan yargılama usulü, genellikle basit yargılama usulüdür. Bu usul, dava sürecinin daha hızlı ve etkili bir şekilde ilerlemesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Basit yargılama usulü kapsamında, davacı ve davalının sadece birer kez dilekçe sunma hakları bulunmaktadır. Bu usulde, mahkeme delilleri ve tarafların beyanlarını yeterli bulduğu takdirde duruşma yapmaksızın karar verebileceği gibi, gerekli görmesi halinde duruşma da yapabilir. Basit yargılama usulünde mahkeme, en fazla iki duruşma yaparak yargılamayı tamamlamalıdır ve bu duruşmalar arasındaki süre en fazla bir ay olmalıdır.

Nafaka Artırım Davası Süreci

Nafaka artırım davası sürecinde, basit yargılama usulünün hızlı bir şekilde sonuçlanması hedeflenir. Davacı ve davalı taraf, dava dilekçelerini sunduktan sonra, mahkeme gerekli incelemeleri yaparak bir karara varır. Bu süreçte, dava dilekçesinde bütün delillerin sunulması, hangi olaylar ve durumlar hakkında delil sunulduğunun açıkça belirtilmesi önemlidir. Mahkeme, dilekçelerde sunulan iddia ve savunmaların genişletilmesine izin vermez, bu nedenle tüm delil ve belgelerin başlangıçta eksiksiz bir şekilde sunulması gereklidir.

Nafaka Artırımında ‘’Karşı Dava’’ Kurumu

Nafaka artırım davasında, davalı tarafın karşı dava açma hakkı bulunmaktadır. Karşı dava, davalının, davacının açtığı nafaka artırım davası karşısında kendi lehine bir talepte bulunmak için kullandığı bir hukuki yoludur. Davalı, nafaka miktarının artırılması talebine karşılık olarak, nafakanın azaltılması ya da kaldırılması yönünde karşı dava açabilir. Bu durumda, karşı dava dilekçesi ile davalının karşı talebi mahkemeye sunulur ve asıl dava ile birlikte değerlendirilir.

Nafaka Artırım Davasında İspat

Nafaka artırım davasında ispat yükü, talepte bulunan tarafa aittir. Davacının, nafaka artırım talebini destekleyen delilleri mahkemeye sunması gerekmektedir. Bu deliller arasında, çocuğun eğitim giderlerine ilişkin belgeler, aile bireylerinin sağlık durumuna dair raporlar, ekonomik durum değişikliklerini gösteren belgeler ve tanık beyanları yer alabilir. Mahkeme, sunulan delilleri değerlendirerek nafaka miktarının artırılıp artırılmayacağına karar verir.

Nafaka Artırım Davası Ücreti ve Zamanaşımı Süresi

Nafaka artırım davası, genellikle nispi harca tabidir ve davacının, talep edilen nafaka miktarı üzerinden hesaplanan harcı ödemesi gerekir. Harç miktarı, dava açma sürecinde ödenen başvuru harcından oluşur ve davanın niteliğine göre değişiklik gösterebilir. Nafaka artırım talebinde bulunmak için belirli bir zamanaşımı süresi yoktur; nafaka alacaklısı, yaşam koşullarındaki değişiklikler nedeniyle, nafaka miktarının artırılması talebinde bulunabilir. Ancak, bu talebin gerçekleşebilmesi için nafaka alacaklısının veya borçlusunun ekonomik durumunda bir değişiklik olması veya hakkaniyetin bir düzenleme yapılmasını gerektirmesi gerekir.

Nafaka ödemesinin yapılmamasının cezası ise, İcra ve İflas Kanunu'na göre, nafaka borçlusunun 3 aya kadar tazyik hapsine çarptırılmasını içerebilir. Bu ceza, nafaka borcunun ödenmesiyle kalkar ve para cezasına çevrilemez veya ertelenemez. Nafaka ödememe ile ilgili şikayetler, borcun ödenmediği tarihten itibaren 3 ay içerisinde yapılmalıdır; aksi takdirde alacaklının şikayet hakkı düşer.

Nafaka artırım davaları, nafaka alacaklısının yaşam standartlarının korunması ve ekonomik değişikliklere uyum sağlayabilmesi için önemlidir. 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
TÜRKİYE ANTALYA BURDUR ISPARTA SİYASET TURİZM YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ RESMİ REKLAMLAR KAMPÜS SPOR GÜN'ÜN ÜRÜNÜ SAĞLIK EKONOMİ DÜNYA
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Gün Haber