Zaman Gazetesinde Kezban Karagöz imzası ile yayınlanan yazıda, ‘’Modada öne çıkan bazı eğilimler, tesettür giyimde hoş olmayan görüntülere neden oluyor’’ denilerek şu görüşlere yer verildi:
‘’Mesela ipek etoller, başörtülü gençlerin daha çok tercih ettiği ürünler oldu hep. Son zamanlarda vual şallar ve ipek şallar daha çok gündemde(…) Şalların bağlanma şekilleri uyumdan uzak bir hal almaya başladı. Özellikle yazın şal takanların birçoğunun iğnesiz, öylece serbestçe omzuna attığını ve bunun çoğaldığını gördük. Boyunları açıkta bırakan, kulaklardaki küpelerin bile çok rahat görüldüğü bu şal bağlama tarzı hızla yayılıyor. Hatta bu şal bağlama modası, bone ya da iç başörtüsü kullanmadan saçların ön kısmının göründüğü bir tarza doğru gidiyor’
‘’FATİH DE BİLE KISA ETEK’’
Yazıda muhafazakar bir semt olan İstanbul Fatih’de bile tesettürlü kadınların, kısa etek giydikleri belirtilerek şöyle denildi:
‘’Bir de midi etekler var. Kısa desen değil, uzun desen hiç değil. Fatih gibi tesettür giyim müşterisine hitap eden bir semtte bile birçok eteğin boyunun kısa olduğunu görmek mümkün(…) Tesettür giyime yönelik ürünler satan mağazaların birçoğunda ise kol boylarının yine kısa olduğunu görüyoruz.(…) Pardösü markası bazı firmaların kataloglarında yarım kollu modellerin, gömlek ya da body ürünler kullanılmadan çekildiğini görmek de üzücü.(…) Şal moda diye boyunların açıkta bırakılması, küpeli kulakların görünmesi . Diz altı etekler de artık başörtülü kadınların kullandığı bir ürün. Ten rengi çorap, diz altı etek ve başörtüsü oldukça çelişkili bir görüntü. Kuş yuvası gibi birçok iç başörtüsü kullanılarak şişirilen baş bağlama yöntemi. Hem estetik değil, hem de örtünmekten uzak.‘’