Yazdıklarımdan incinen Antalyalı bürokrat bu fotoğrafa ne diyecek?

Antalya Tarım ve Orman İl Müdürü Gökhan Karaca, geçen günkü yazımdan incinmiş…

Vah, vah, vah…

Ne demişim?..

Su ürünleri ve balıkçı barınağı Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı ya, görev alanı ile ilgili sorular sormuşum…

“Balıkçı Barınağı’nın balıkçılardan alınıp birilerine peşkeş çekileceği söyleniyor, şu konuyla bir ilgileniverin” demişim.

Görevini hatırlatmışım, sorunları dinleyip Ankara’ya iletmesini istemişim.

Çok kırılmış beyefendi.

“Balıkçılar kapınıza geliyor ama devletin makam kapısı duvar oluyormuş onlara” demişim.

Makamına gelen balıkçılar ve kooperatif başkanıyla görüşmesini istemişim…

“Antalyalı turizmci Süleyman Kilit, yatını bağladığı balıkçı barınağına onlarca konteynır koymuş. Ne işleri var orada?” demişim.

Yani bir bürokrat olarak kendisine görevini hatırlatmışım.

Konuştuğum balıkçılardan bazıları, kasa kasa giden avanta balıklardan bahsetmişler,  “İddia edildiği gibi il müdürünün öyle üç beş kasa avanta balığa ihtiyacı olduğunu da sanmıyorum” diye kendisini savunmuşum.

Ama o yine ne yapıp edip incinmiş…

Demek ki incineceği varmış, benim yazıya denk gelmiş…

Sosyal medya hesabından bana ayar vermeye kalkışmış, şöyle yazmış;

“Bu gazetecilik değil, şahsıma yöneltilen iftira ve hakaretlerle ilgili suç duyurusunda bulunuyorum.”

Madem o yazdıklarım gazetecilik değil, öyleyse biraz gazetecilik yapalım…

Sayın Gökhan Karaca, siz, iktidarın il başkanlıklarını ziyareti alışkanlık haline mi getirdiniz?..

12 Temmuz’da Antalya İl Başkanı Ali Çetin’i ziyaret ettiniz.

Misal CHP, MHP, İyi Parti il başkanlarını da müsait bir zaman da ziyaret edecek misiniz?..

Ak Parti il başkanının makamındaki o görüşmede, adı son günlerde medyada sıkça anılan Ak Parti İl Başkan Yardımcısı Cüneyt Doğan da varmış.

Cüneyt Doğan da tarımdan sorumlu il başkan yardımcısı olduğuna göre, o zaman bu ziyaret nezaket ziyareti değil, bir iş ziyareti olmalı…

Devlette iş görüşmeleri artık parti merkezlerinde mi yapılıyor?..

Eğer yerel seçimlerde bir yere aday falan olmayacaksanız, muhabbetinizin konusunun da tarım veya orman olduğu muhakkak…

Peki ne konuştunuz?..

Hani, benim yazıp da sizin şu çok incindiğiniz balıkçı barınağının balıkçıların elinden alınıp birilerine verilmesi miydi sohbetinizin konusu?..

Antalya’nın ormanları, koyları, tahsisler de değildi tabi ki konuşmanız…

Misal; Tarım ve Orman İl Müdürlüğü bünyesindeki tayinlerde, kim nereye gidecek, kim nereden gelecek onları da mı konuşmadınız?..

O değil , bu değil, iyi de neyin muhabbetini yaptınız?..

Yoksa, büyük hissesi o toplantıda karşınızda oturan Ak Parti’nin tarımdan sorumlu il başkan yardımcısı Cüneyt Doğan’a ait olan Kepez İlçesi Menderes Mahallesi 28307 ada 18 parseldeki 16 bin 325 metrekare tarla vasıflı arazinin nasıl imara açılabileceği konusunu mu masaya yatırdınız?..

Sanmıyorum, çünkü siz tarım ve ormancısınız, imardan anlamazsınız…

Birkaç yıl öncesine kadar uydu fotoğraflarından görünen zeytin ağaçlarının buhar olup uçtuğunu, bunun 3573 sayılı Zeytincilik Yasası ile 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’na nasıl bir aykırılık teşkil edeceği meselesini şöyle bir gözden mi geçirdiniz?..

Bakın siz fazla incinmeyin diye sadece sorular soruyorum.

Yaptılar, ettiler demiyorum.

“Ormanlardan bir dal kesenin başını keserim” diyen Fatih Sultan Mehmet’in torunları olarak, Cüneyt Doğan’ın tarlasında kıyılan onca zeytin ağacının uhrevi ve dünyevi  muhasebesini mi yaptınız?..

Sayın Gökhan Karaca, hani biraz gazetecilik yapın dediğiniz için biraz gazetecilik yapıyorum.

Ve bu minvalde sormaya devam ediyorum:

Bir devlet memuru olarak Ak Parti İl Binası’na gidip il başkanı ve tarımdan sorumlu il başkan yardımcısı ile görüşmekten ve poz vermekten incinmediniz de, benim, “Görevinizi yapın” dediğimden mi incindiniz?..

Bir bürokrat olarak, 2029 yılına kadar kullanım hakkı olan balıkçı barınağı kooperatifine, “Hadi çıkın” denilmesine değil de, balıkçıların, “Biz çıkarsak burası peşkeş çekilecek?” demelerine mi incindiniz?..

Devlet adına balıkçı barınağından sorumlu biri olarak, bir turizm patronunun konteynırlarını barınağa izinsiz getirip koymasından değil de, benim, “Bu konteynırların burada ne işi var?” dememden mi incindiniz?..

Bir yönetici olarak, balıkçı barınağına kocaman yatını bağlayan o turizm patronunun nasıl olsa buraya devlet el koyacak diye yat bağlama parasını ödememesi değil de, benim laflarım mı sizi incitti?..

Varsın incitsin…

Hakkımda suç duyurusunda bulunacakmış…

Buyurun bunları da ekleyin…

NOT 1:

SAYIN VALİM BU DOĞRU MU?

Sayın Antalya Valisi Hulusi Şahin… Ne zamandan beri bürokratlar haklarında çıkan haberlere sosyal medyalarından cevap veriyor. Sizin sosyal medyayı kullanmadığınızı biliyorum. Ancak, Tarım ve Orman İl Müdürü gibi çok sayıda bürokratın sosyal medya hesabı var. Çoğu da siyaset ve dini tartışmalara katılıyorlar. Bir memurun siyasi düşüncelerini, dini duygularını bu platformlarda paylaşması sizce doğru mu?.. Buna bir çeki düzen vermenin zamanı gelmedi mi?..

NOT 2:

CHP’Lİ ARI SORU YAĞMURUNA TUTTU

Ben balıkçı barınağı sorunun çözecek AKP’li kahraman bir vekil ararken, CHP’li vekil Cavit Arı, “Ben buradayım” dedi ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya soru önergesi verdi. Dedi ki: “Balıkçı barınağı balıkçınındır, ranta kurban edilemez”… Ve ekledi Cavit Arı: “Balıkçı barınağı yat limanı mı olacaktır, kim pusuda beklemektedir?”…

NOT 3:

TUNCAY SAGUN ARADI

Konuştuğum balıkçılar, balıkçı barınağına göz koyanlar arasında yakındaki balık çiftliğinin sahibi Tuncay Sagun ismini de vermişlerdi. Sayın Sagun yazıyı okumuş aradı, konuştuk. Çok samimi buldum konuşmasını… Balıkçılık sektörüne yaptıklarını anlattı, böyle bir olaya adının karışmasına üzüldüğünü, gururunun kırıldığını, şevkinin söndüğünü söyledi. Ve kesin bir dille balıkçı barınağı ile ilgili bir girişimi olmadığının altını çizdi. Bir de dedi ki; “Oradaki fakir fukaranın, garibin ekmeği ile oynanmaz”… Tuncay Sagun benim nazarımda bu işten ak, pak çıktı. Peki ya turizm patronu Süleyman Kilit… Aynı iddialar onun içinde dillendirildi ama o susmayı tercih etti.