Turizm bakanı güya Antalyalı...

Gazetecilik yaşamım boyunca tam 28 Kültür ve Turizm Bakanı gördüm.

Bunlardan bir kaçı hariç hepsiyle de sohbetim, muhabbetim olmuştur.

Misal; Ankara’da gazeteciliğe başladığım yıllarda Barlas Küntay’dı Turizm Bakanı…

Bakanlığı sırasında aklımda kalacak işler yapanlardan biri de Mükerrem Taşçıoğlu’ydu mesela…

Mesut Yılmaz ise turizm bakanlığını laf olsun diye yapıp gözü başbakanlıkta olan biriydi…

O koltukta oturanlardan İlhan Aküzüm, İbrahim Gürdal’ın haklarını yememek lazım.

Bahattin Yücel, Ahmet Tan isimlerini çok iyi hatırladıklarım…

Turizm Bakanlığı deyince aklına gelen ilk isim kim diye sorsalar, rahmetli Mustafa Taşar derim…

Acayip hiperaktif, iş bitirici ve renkli biriydi…

Erkan Mumcu ise bakanlığı sırasında bazı turizmcilerle kurduğu sıra dışı ilişkileri kadar, inişli çıkışlı siyasi hayatı ile iz bırakmıştır bende…

Ertuğrul Günay, turizm yönünden çok kültür yönü ağır basan biriydi.

Bir de Atilla Koç var ki, onu unutmak mümkün değil…

Berlin’deki turizm fuarında tartışmayla başlayan gazeteci-bakan ilişkimiz dostluğa dönüşmüştü ilerleyen zamanda…

Tek bir siyasi görüşüne katılmam…

Hayata bakış açımız da taban tabana zıttır.

Günün yarısını uyuyarak geçirmesine rağmen, mevcut bakan Mehmet Nuri Ersoy’un yaptığı işin misli misli fazlasını yapmıştır turizm sektörü için…

Gazetecilikte geçen 44 yılımda gördüğüm bu 28 bakan içinde, 14 Mayıs’tan sonra siyasi tarihin tozlu raflarında yerini alacak Mehmet Nuri Ersoy kadar Antalya’ya zararı faydasından fazla bir Kültür ve Turizm Bakanı görmedim.

Güya baba tarafından Antalyalı…

Rahmetli babası Ali Haydar Ersoy en azından memleketi İbradı için 500 bin dolar bağışlamış biri…

O parayla meydan, sokaklar, okul, cami gibi alanlarda çevre düzenlemeleri yapılmış.

Antalya Valiliği de bu paranın üzerine biraz ödenek koyup ayrıca 48 tarihi yapıyı restore etmiş.

Allah rahmet eylesin…

Ya oğlu…

Antalya’ya kayda değer bir katkısı olmuş mu?..

Bir de bakanlıktan giderayak arkasında Phaselis gibi bir enkaz bırakıyor.

Bana ileride nasıl hatırlarsın Mehmet Nuri Ersoy’u diye sorsalar, hatırlamam ama hadi hatırladım diyelim, şöyle hatırlarım;

“Önceliği sektörden çok kendi otelleri olan, Salda Gölü’nden alındığı iddia edilen beyaz kumu kendi otelinin sahiline seren, Antalya’nın Kesik Minaresi’ne 123 yıl sonra külah takılmasına ses çıkarmayıp Saat Kulesi’ne kubbe koyarak şehrin simgeleriyle oynayan, plaj yapacağım diye aldığı sahillerin şaibeleri arşı aşan, Serik Belediyesi’ni ziyaretinde AKP’li eski başkan hakkındaki 500 bin TL’lik rüşvet skandalını dillendirip sonra kulağının üzerine yatan biri…”

Ve son olarak Phaselis Antik Kenti…

Sayın bakan, size Phaselis sorulduğunda,  “Buralara beton dökülmesine ben de karşıyım” demekle olmuyor.

Siz turizm bakanısınız…

Burasını ihaleye veren sizsiniz…

İhaleyi alan adamlar Phaselis Antik Kenti'nin, sağında ve solunda bulunan Cennet  (Alacasu) ile Bostanlık koylarına turizm amaçlı tesisler yapıyorlar.

Halk tepkili…

Bakanlıktan giderayak son icraatınız bu mu olmalıydı ?

Daha dün, bir dostumuzun yolu iş için tesadüfen oraya düşmüş.

Olanı biteni görmüş…

Anlatırken neredeyse ağlayacaktı…

Kepçeler bodoslama girmiş cennet koylara…

Yapılar bir bir yükseliyormuş...

İşte bu fotoğrafı o cennet koyda dün çekmiş…

Karede yoklar ama çevreciler eylem yapacak diye Kemer Kaymakamı Hüseyin Çam ile jandarma da oradaymış...

Amaçları eylemcileri oradan püskürtmek…

İstanbul’da sahilde yapılan kaçak büfeyi zabıtaya yıktırmayan kaymakamı ve kurulan polis ablukasını hatırlayın.

Bir benzeri dün o cennet koyda yaşanmış.

O güzel koya yapılan yapıları yıkmak yerine, yıkılması için eylem yapmaya gelenleri kışkışlamak için mesai tüketmiş kaymakam efendi…

Jandarmanın da başka işi yok, çevreciler gelir de müteahhite zarar verir diye önlem almış…

Ne günlere kaldık…

Dostuma; “Hadi İstanbul’daki büfe bir AKP milletvekili aday adayınınmış… Onun için de polis, İstanbul Büyükşehir yıkmasın diye önlem almış büfenin etrafında... Bu koydaki inşaat ihalesini alan kim ki, kaymakam efendi çevrecilere kendini siper etmeye gelmiş” diye sordum.

“Dur öğreneyim” dedi ve sonra geri döndü:

“Eski bakanlardan birinin kardeşinin ismi geçiyor bu koy ihalesinde”…

Phaselis'e Dokunma Hareketi'nden Erol Malçok’un dediği doğruymuş meğer.

Bakın ne demiş Malçok;

“Burası, birinci dereceden sit alanı. Beydağları Milli Parkı'nın çok önemli bir parçası. Hem ekolojik açıdan hem de fauna açısından hem de deniz ekosistemi açısından, kültür varlıklarını korunması açısından çok önemli bir bölge… Sayın Bakan (Turizm bakanını kastediyor), 'Biz birkaç tuvalet, birkaç duş yapacağız' dedi. Peki, birkaç tuvalet, birkaç duş yapılacaksa 47 milyon 737 bin 500 liralık ihale nasıl gerçekleşti? Ali Haydar Ergezen'in imzası ile gerçekleşiyor bu ihale. Eski bakan Zeki Ergezen 'in kardeşi kendisi.”

Zeki Ergezen AKP’nin kurucularındandı… Bir dönem Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yapmıştı…

Kendisi rahmetli oldu ama soyadını taşıyanlar AKP iktidarında hala hüküm sürdürüyor anlaşılan…

Şimdi anlıyorum Kemer Kaymakamı Hüseyin Çam’ın derdini…

Ve jandarmanın orada nöbet tutmasını…

Vay anasını sayın seyirciler…

Kıssadan hisse; Bugün koylarla ön sevişme yapılıyorsa, yarın ırzına geçilmesi kaçınılmazdır.

Bugün yapılan o büfelerin yerini, yarın kocaman 5 yıldızlı tesislerin almayacağını kim garanti edebilir?..

Sevgili çevreciler, çok değerli Antalyalılar…

Bakir alanların orasını burasını kimseye elletmeyecek, el aleme öptürmeyeceksin, burası Türkiye, sonrası malum…