Mesut GÜRKAN yazdı
Geçtiğimiz hafta Kumluca'dan Antalya'ya doğru yola çıkarken, fikir değiştirip Olimpos Çıralı'ya indim. Hava güzel olunca, yılın ilk deniz keyfini burada yapmaya karar verdim.
Sahilde yürürken çıtır simit satan bir genç gördüm. Çıtır simide dayanamam, hemen çağırdım. Ancak elime aldığım simitte çıtırdan eser yoktu. Yumuşamıştı… Yine de, "Çocuk taa buraya kadar gelmişken boş çevirmeyeyim" deyip ve bir simit aldım. 100 lira uzattım, simit 12-13 lira diye düşünerek üstünü beklemeye başladım. Genç bana 65 lira verdi. Şaşırdım ve simidin fiyatını sordum; "35 lira" dedi.
İtiraz ettim. Simidin fiyatının neden bu kadar yüksek olduğunu sordum. Genç, "Aldığım fiyata mı satayım abi?" diyerek savunmaya geçti. Tartışmaya girmek istemedim, sustum. "Tamam, 10-12 liraya satma, 15-20 liraya sat ama 35 lira neyin nesi?" dedim içimden.
Bu olay beni hem üzdü, hem düşündürdü. Belediyeler, bu sahillerde neden başıboş satışlara izin veriyor? Seyyar satıcıların dükkân kirası, elektrik, su, personel ve vergi gibi hiçbir masrafı yok. Buna rağmen, yüksek fiyatlarla satış yapmaları kabul edilemez. İnsanlar istediği fiyatta, istediği şekilde satış yapıyor ve biraz diklenirseniz güç kullanma cihetine bile gidebilirler. Yazık, günah değil mi bu güzelim sahillere? Bu cennet gibi sahilleri ve şehirleri biraz düzenlemek gerekmez mi?
Bu tür olaylar, hem turistlerin, hem de yerli halkın huzurunu kaçırabilir. Olimpos Çıralı gibi doğal güzelliklerle dolu yerlerin korunması ve düzenlenmesi gerekiyor. Sahillerimizi, şehirlerimizi ve insanlarımızı korumak, huzurlu ve adil bir ortam yaratmak için hepimize görev düşüyor.