Türkiye'de bir süredir çok ilginç olaylar oluyor. Çok kirli ilişkiler ortaya çıkıyor. Çok pis bağlantılar deşifre ediliyor. Çok karanlık, çok akıl almaz, çok utanç verici, çok kabul edilemez durumlar meydana dökülüyor.
Devletin yargı gücünün içinden ve bürokratlarından bazıları, onun düşmanı sayılan mafya ile kol kola iş çeviriyor. Bazı siyasilerin onlara zemin hazırladığı anlaşılıyor.
Ekonomideki durum nedeniyle yaşam savaşı veren halk, daha bir yoksulluk çekerken, kimi kamu görevlileri güç zehirlenmesi yaşıyor. Karanlık yapılar zenginleşiyor.
Kara para nedeniyle Türkiye, gri listede yer alıyor. Afrika'dan getirilen ve bir yerde işlendiği iddia edilen hurda altınların ne olduğu, nerede kullanıldığı, aradaki komisyonun kimin cebine gittiği bilinmiyor.
BAHÇELİ'DEN DARBE
Cumhur ittifakı son dönemde kendilerine yönelik "darbe" endişesiyle sarsılıyor. Ülke gündemine "siyaset krizi" olarak yansıyan Ankara Emniyet Müdürlüğü'ndeki "skandal" için Devlet Bahçeli "bu darbe girişimidir" diyebiliyor. Devlet yönetiminde tecrübesi olan, polis teşkilatıyla yakın ilişkilerde bulunan Bahçeli, bir şeyi bilmeden böyle iddialı konuşmaz.
Fetö yandaşı sözde gazeteciler ve Alman ajanları bir yıldır Ayhan Bora Kaplan dosyası ile ilgili yayınlar yapıyor. Elektronik kelepçeli bir gizli tanık yurt dışına kaçırılabiliyor. İlk ifadeler, dava dosyaları ve daha birçok bilgi, belge, materyal dışarı sızdırılıyor, bir yerlere servis ediliyor. Hükümet ortağının "darbe" dediği, gerçek neyse ortaya çıkarılmalıdır. Bahçeli daha iddialı söylemle "haşhaşiler" diyerek, ilişkiler ağının dini gruplara uzandığına dikkat çekiyor.
ERDOĞAN GÜÇ ARIYOR
Sinan Ateş cinayetinin aydınlanması hamlesi ile başlayan ve siyasi satranç süreci, Ankara'yı darbe endişesine getirdi.
İçişleri bakanları ve bürokrasideki yakın çalışma arkadaşları ile polis teşkilatındaki kadroların bu komplo, skandal veya darbe denilen saçmalıktaki rolleri derinlemesine araştırılmalıdır.
Ankara'da yaşanan olaylar zincirinin Recep Tayyip Erdoğan'ın "yumuşama/normale dönüş" mesajları verdiği, gerginliğin sona ermesini istediği bir dönemde ortaya çıkması çok ilginçtir. AKP'nin yerel seçim yenilgisinde sorumlu arayan tek yetkili Erdoğan, devlet otoritesindeki gücünü ve etkisini de kaybetmek istemiyor. Erdoğan'ın Fetöden sonra birde Menzilci, Nurcu sözde tarikatların sempatizanı bürokrat ve güvenlik elemanlarından darbe yemesi hiç hoş olmayacaktır. Devletin çetelere karşı savaşı, bugünden sonra daha da etkin ve şiddetli olacaktır.
ANKARA TOZ DUMAN
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın şu açıklaması Ankara'daki kargaşayı açıklıyor: "Kimler terör örgütleri ve onların uzantılarıyla, organize suç örgütleriyle bir olup Fetö taktikleriyle Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize oyun kurmaya çalışıyorsa..."
Ankara toz duman. Bir yandan Sinan Ateş dosyası irdeleniyor, öte tarafta polis-yargı-mafya işbirliği yaşanıyor. Hapiste zorla tutunan generaller geç de olsa özgürlüğüne kavuşuyor. HDP'liler 40 yılı bulan hapis cezalarına mahkum ediliyor. Yeni Anayasa girişimini askıya alan Beştepe'de yeni kabine hazırlığı olduğu öne sürülüyor.
Polisin, yargının ve siyasilerin, mafya ile kol kola olması, işbirliği yapması, rüşvet çarkı kurması Türkiye'ye yakışmıyor. Halkın belini büken hayat pahalılığı son bulsa, ülkede herkes derin soluklu bir nefes alacak.