''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalara ilişkin hazırlanan İddianamede, ''Ergenekon silahlı terör örgütü''nün bir medya yapılanmasının olduğu, bu medya yapılanması vasıtasıyla kamuoyunu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığının, kaos ve düzensizlik ortamı oluşturma maksatlı provokatif eylemlerinin toplumda sansasyonel etki oluşturabilmesini sağlamak amacıyla medya yapılanması alanında çalışmalar yaptığının tespit edildiği kaydedildi
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız'ın hazırladığı ve özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 134 sayfalık iddianamede, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''ne yönelik bugüne kadar yapılan soruşturmalarda ele geçirilen örgütsel içerikli dokümanlar ve elde edilen tüm deliller çerçevesinde örgütün nihai amacının sürekli kaos ve kargaşa içerisinde, ekonomik kriz, iç etnik çatışmalar ve terör ile uğraşan zayıf bir devlet oluşturarak ülkeyi yönetilemez hale getirmek olduğu belirtildi.
İddianamede, örgütün devlet otoritesini içte ve dışta zafiyete uğratmak, böylece örgütün daha rahat etki edip yönlendirebileceği siyasal iktidarlar oluşturmak, örgütün belirlediği gizli amaç ve prensiplerin dışına çıkan tüm siyasal iktidarları değişik yöntemlerle kontrol altına almak, bu başarılamadığı taktirde yasama ve yürütme organlarını devirip kendi ideolojik amaçları doğrultusunda devlet yönetimini ele geçirmek olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
İddianamede, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün bu amaçlarına ulaşabilmek için gerçekleştirdiği faaliyetlerine yönelik yürütülen soruşturmalar neticesinde, silahlı terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek, halkı yürütme organına karşı silahlı isyana tahrik etmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, terör örgütüne ait silahları depolamak, genel güvenliği kasten tehlikeye sokacak şekilde patlayıcı madde bulundurmak ve kullanmak, nitelikli kasten öldürmeye azmettirmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri çalmak, temin etmek, yasaklanan bilgileri temin etmek, açıklamak, kişisel verileri kaydetmek gibi suçlardan birçok şüpheli hakkında farklı tarihlerde iddianameler düzenlendiği belirtildi.
-ÖRGÜTÜN MEDYA YAPILANMASI-
Örgütün yöneticileri, üyeleri ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yapılan çalışmalar sonucunda, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün bir medya yapılanmasının olduğu, bu medya yapılanması vasıtasıyla kamuoyunu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı belirtilen iddianamede, kaos ve düzensizlik ortamı oluşturma maksadı amaçlayan provokatif eylemlerinin toplumda sansasyonel etki oluşturabilmesini sağlamak amacıyla medya yapılanması alanında çalışmalar yaptığının tespit edildiği kaydedildi.
İddianamede, ''ERGENEKON-Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Strateji Geliştirme Projesi'' isimli temel örgütsel dokümanda da, medyanın işlevi ve toplum üzerindeki etkilerinden bahsedilerek, örgütün kendi medya kuruluşlarını oluşturması ve mevcut medya kuruluşlarını da kontrol altına alması gerektiğinin bir strateji olarak benimsendiğinin anlaşıldığına yer verilen iddianamede, bugüne kadar örgütün medya yapılanmasına yönelik yapılan çalışmalarda, örgütün Ulusal Kanal, Avrasya Tv, Aydınlık dergisi, Cumhuriyet gazetesi, Strateji dergisi, Kanal B, Vatanseverinfo ve Acikistihbarat isimli web siteleri gibi medya organlarının bir kısmını kurdurduğunun, bir kısmını da kontrol altına alarak yönlendirdiğinin anlaşıldığı ve daha önceki iddianamelerde bu medya organları aracılığıyla yürütülen faaliyetlerin ayrıntılı olarak anlatıldığı belirtildi.
''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' yöneticisi Yalçın Küçük'e yönelik çalışmalar devam ettiği esnada, Yalçın Küçük'ün ''Odatv'' isimli internet sitesinin imtiyaz sahibi Soner Yalçın ve Odatv çalışanları ile örgütsel irtibatının bulunduğunun anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, Soner Yalçın'ın da ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında haklarında işlem yapılan şüphelilerden birçoğu ile irtibatlı olduğunun belirlendiği bildirildi.
İddianamede, bu tespitler üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan 2010/857 sayılı soruşturma kapsamında devam eden çalışmalarda, Yalçın Küçük'ün talimatı ile örgütün internet medyasını oluşturan Odatv'de örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yönlendirme amaçlı yayın yapıldığı ve bu doğrultuda kamuoyunun şekillendirilmeye çalışıldığının belirlendiğine yer verildi.
-''ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARIN İSİMLERİ KISALTILARAK VERİLDİ''-
İddianamede, mümkün mertebe özel hayatın gizliliğine dikkat edilerek, şüpheliler ve soruşturma konusu suçla irtibatı olmayan üçüncü şahısların isimlerinin sadece baş harfleri yazılmak suretiyle kısaltıldığı vurgulandı. Mahkeme kararları doğrultusunda tespiti yapılan telefon görüşmelerinde delil mahiyetinde olmayan özel görüşmelerin iddianame içerisine alınmadığı vurgulandı.
''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün güncel medya stratejisini ortaya koyan ''Ulusal Medya 2010'' isimli dokümana bakıldığında, daha önce ele geçirilen ''Ulusal Medya 2001'' isimli dokümanla benzerlik gösterdiğinin görüldüğü anlatılan iddianamede, ancak ilk defa Odatv'den ele geçirilen ''Ulusal Medya 2010'' dokümanında, örgütün medya yapılanmasını yeniden şekillendirmek ve özellikle ''Ergenekon'' davasının görüldüğü süreçte medya organlarının ne tür stratejiler uygulayacağını belirlemek amacıyla yakın zamanda hazırlanan örgütsel bir doküman olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
Söz konusu belgenin hazırlanış formatı itibariyle de daha önceden hazırlanan örgütsel dokümanlarla aynı formatta olduğunun tespit edildiği ifade edilen iddianamede, ''Ulusal Medya 2010'' isimli dokümanın yapılan incelemesinde, Odatv, Halk Tv, Ulusal Tv, Avrasya Tv, Kanal B ve Sözcü gibi yayın organları tarafından, Ergenekon ve benzeri davaların aleyhine yayın yapılması, kamuoyunun ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün çıkarları doğrultusunda yönlendirme amaçlı haberlerle şekillendirilmesi, davayı yürüten kurumların yıpratılmasının bir yayın politikası olarak benimsenmesinin gerekliliğinin vurgulandığının görüldüğü belirtildi.
İddianamede, ''Ulusal Medya 2010'' isimli dokümanın ''AMAÇ'' başlıklı bölümünde, ulusal medya oluşturulmasından ve bunun amaçlarından bahsedilerek bu kapsamda ''cumhuriyet içerisinde yuvalanmış şeyh, tarikat, cemaat ve genel olarak tüm irtica odaklarının ifşa edilmesi, dirençlerinin kırılması ve oluşan anti-Kemalist havanın dağıtılarak, vatanseverler eliyle tekrar özlenen Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin canlandırılmasında ulusal medyanın üzerine düşen görevlerin irdelenmesi ve kısa vadede uygulanması gereken çözüm yollarının tespit edilmesi zorunluluktur'' ifadelerine yer verildiği kaydedildi.
Söz konusu belgede, ''Bu amaçlar doğrultusunda 'Ergenekon' ve benzeri siyasal komplo/ihanet davaları sonucu tutuklananların serbest kalmaları ve şerefli Türk ordusuna, devrimci aydınlarına, ulusalcı kalemlerine ve siyasetçilerine, başta cemaat ve AKP yandaşları olmak üzere, komplo kuranların cezalandırılmaları için çıkarılacak Hıyanet-i Vataniye Kanunu kapsamında yargılanmalarının sağlanması amacıyla ulusal medya üzerine düşen görevlerin belirlenmesi gerekmektedir'' ibarelerinin bulunduğu kaydedilen iddianamede, ''Gülen ve Medya'' başlığı altında Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen medya kuruluşlarının etkinliğinden bahsedildiği anlatıldı.
-''HOCADAN NOTLAR'' DOKÜMANI-
İddianamede, Oda TV'den ele geçirilen hard disk içerisinde silinmiş bölgede bulunan ''Hocadan Notlar'' başlıklı bir belgede, Yalçın Küçük'ün talimatlarını içeren örgütsel notlar olduğu görüldüğü kaydedildi.
Belgenin içeriğine bakıldığında ''Örgütün Öcalan'ın kontrolünde olduğunu sürekli vurgula. Örgütü zayıf gösterecek yayınlardan uzak dur. PKK'yla ilgili sıkıntı çıkaracak haber yapılmaması konusu... Örgütü tek bir yapı olarak lanse etmeli. Örgüt Kürt hareketinin tek temsilcisi. Pehlivan'a söyleyelim şehit cenazelerini öne çekelim, hükümete karşı kullanalım. İmralı'dan gelenleri çarpıcı bir şekilde vurgula.
PKK özdeştir Kürtler, Kürtlerin tek sözcüsü... Kürtlerle konuşulacaksa PKK ile konuşulacak... Satır aralarında vurgulayalım. Tek muhatap Öcalan. Öcalan'ın söylemlerini sürekli gündemde kalsın. Hükümet ile anlaşma yönünde gündemi sıcak kalsın. Bu konuda propaganda çok önemli, örgütün eylemleri bu noktada kullanılabilir...'' şeklinde ifadelerin bulunduğu kaydedilen iddianamede, ''Cemaat PKK ile anlaştı, yakınlaşıyor konusu işlensin, bir şeyler bulun.
Medya önünde bir temas şekli yaratılamaz mı? Örgüte destek veren iş adamlarının çocuklarından bu okullarda okuyan yok mu? AKP ve Cemaat kamuoyunda kısa vade en etkili şekilde PKK üzerinden vurulabilir. Her türlü fırsat değerlendirilmeli'' ifadelerine rastlandığı belirtildi.
''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalara ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' içerisinde gerçekleştirdikleri eylem ve faaliyetler arasında ülkede yaşayan halkın bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik etme amaçlı çalışmalar bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi.
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız'ın hazırladığı ve özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 134 sayfalık iddianamede, Odatv'de yapılan aramalarda elde edilen delillerin incelemesi sonucunda, örgüt üyelerinin Yalçın Küçük ile gizli toplantılar yaptıklarının ve bu toplantılar sonucunda ''halkın tahrik edilerek ülkede kaos ve kargaşa ortamı oluşturulması'' amacına yönelik örgütsel kararlar alındığının tespit edildiği belirtildi.
İddianamede, Odatv'de ele geçirilen bir bilgisayar hard diski içerisinde yer alan silinmiş bölgede ''Yalçın Hoca ile görüşüldü'' ibaresi ile başlayan bir belge bulunduğu, belgede, Yalçın Küçük'ün talimatlarını içeren örgütsel notlar olduğu, bilirkişilerce yapılan teknik incelemelerde belgenin adının ''prj_60'' olduğunun anlaşıldığı vurgulandı.
Belgede, ''Yalçın Küçük ile yapılan toplantıda, sokakların çok önemli olduğu, gençliğin sokaklara inmesinin gerektiği, bu durumda geç bile kalındığı, birilerinin ayağa kalkması gerektiği'' gibi ifadeler yer aldığı anlatılan iddianemde, manipülasyon olursa AKP'nin çok zorlanacağının, Küçük'ün 1960 öncesinin tekrar incelenmesi gerektiğini söylediğinin belirtildiği ifade edildi.
Toplanan delillerden de bahsedilen iddianamede, örgütsel notların ayrıntılarıyla yer aldığı bir belgeden de şu bölümlere yer verildi:
''Kitleyi yönlendirecek çocuklar iyi belirlenmeli, dernekler öncülük edebilir ama en önde bizzat üniversiteliler olmalı. Devrim şehitlerinin fotoğrafları kullanılmasın. İlk planda kalabalığa gerek yok. İlk dalga çok önemli, fitil ateşlensin yeter. Gençlik hareketleri iktidar karşıtı gösterilere dönüşmelidir. AKP'nin yıpratılmasında çok ciddi bir koz. İslami demokrasi olamayacağının ispatı olacak bu hareket. Tüm ülkeye yayılırsa anlam kazanır. ADD'nin genel bir talimat vermemesi doğru. En güvenilir çocuklar derneklerin politikası değilmiş izlenimi vererek sokağı organize edebilirler. CHP Halkevlerinin bize yakın şubelerini harekete geçirmekte geç bile kaldı. Bunlar neden bu kadar atıl. Onlara da canlılık getirebilir. TGB olaylara katılmasın. Olayları ''Ergenekon'' organize ediyor diyecekler. Bu algı oluşmamalı. Ama irtibatları sağlayabilir.''
İddianamede, Odatv adlı internet sitesinde, bir taraftan PKK terör örgütü elebaşısının bir kısım açıklamalarını halkı sokağa dökmek amaçlı yayınlandığı, diğer taraftan da Türkiye'de sanki bir iç savaş varmış algısı oluşturulmasının hedeflendiği ve şüphelilerin yaptıkları telefon konuşmalarında da ''halkın bir an evvel sokağa dökülmesi yönünde beklentilerinin olduğunun açıkça anlaşıldığı'' vurgulandı.
''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün hedeflerine ulaşabilmek için örgütün medya yapılanması vasıtasıyla propaganda ve psikolojik harekat teknikleri kullanarak yaptığı yayınlardan bahsedilen iddianamede, ele geçirilen belgelerde ''ülkenin her yanının işgal edildiği, vatanın elden gittiği, TSK?ya karşı sistematik bir saldırı ve komplo düzenlendiği, şu dönemde verilecek mücadelenin Kurtuluş Savaşı'nda verilen mücadeleden farksız olduğu, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere toplumun her kesiminin bu gidişata son vermesi gerektiği'' vurgularının yapıldığı, devamlı surette Türk Silahlı Kuvvetlerinin darbe yapmaya teşvik edildiği kaydedildi.
İddianamede, Odatv'den ele geçirilen ''Ulusal Medya 2010'' isimli örgüt dokümanında da, diğer stratejilerin yanı sıra ''Saldırıların bilinçli olarak TSK ve Yüksek Yargı başta olmak üzere Anayasal Kurumlara karşı yürütüldüğü işlenmelidir'' şeklinde bir strateji belirlendiği, bu çerçevede ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''ne yönelik yürütülen soruşturmaların, TSK ve Yüksek Yargı gibi anayasal kurumlara karşı yürütüldüğü izlenimi veren yayınlar yapmasının kararlaştırıldığı, Odatv'nin yayınları incelendiğinde bu stratejinin açıkça uygulandığının görüldüğü belirtildi.
Odatv'den ele geçirilen bir bilgisayar hard diski içerisinde bulunan ''Bilinçlendirme'' isimli belgeye de yer verilen iddianamede, AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte irticai unsurların kuvvet kazandığının vurgulandığı aynı hard disk içerisinde bulunan ''teRTEmiz'' isimli belgede de ''TSK'yı tahrik edici yayınların yapılmasıyla ilgili konularda köşe yazarlarına destek verilmesi'' yazılı olduğu aktarıldı.
Elde edilen delillerden ve Odatv'nin yayınlarından bahsedilen iddianamede, Türk Silahlı Kuvvetlerini darbe yapmaya teşvik eden çok sayıda yayın yapıldığı, TSK'yı darbe yapması yönünde tahrik edici ifadelere yer verildiği kaydedildi.
'Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalara ilişkin hazırlanan iddianamede, ''Ergenekon silahlı terör örgütü'' yöneticisi olduğu, örgütün genel stratejileri ve amaçları doğrultusunda diğer örgüt üyelerini talimatlarla yönlendirdiği iddia edilen tutuklu sanık Yalçın Küçük'ün 21 ile 43 yıl arasında hapisle cezalandırılması istendi.
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız'ın hazırladığı ve özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 134 sayfalık iddianamede, gazeteci yazar Ayşe Nazlı Ilıcak şikayetçi olarak yer aldı.
İddianamede, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' yöneticisi olduğu, örgütün genel stratejileri ve amaçları doğrultusunda diğer örgüt üyelerini talimatlarla yönlendirdiği iddia edilen tutuklu sanık Yalçın Küçük'ün ''silahlı örgüt kurmak ve yönetmek'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'', ''devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin ekmek'', ''yasaklanan bilgileri temin etmek'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından ve ''örgüt yöneticisi sıfatıyla diğer şüphelilerin işlemiş olduğu özel hayatın gizliliğini ihlal etmek'' suçundan 21 yıldan 43 yıla kadar ağır hapisle cezalandırılması istendi.
''Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün'' amaçları doğrultusunda, medya imkanlarını kullanarak kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği, bu amaçla diğer örgüt üyesi şüphelileri talimatlarıyla yönlendirdiği iddia edilen tutuklu sanık Odatv yöneticisi gazeteci Soner Yalçın'ın ise ''silahlı örgüte üye olmak'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'', ''devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek'', ''yasaklanan bilgileri temin etmek'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'', ''özel hayatın gizliğini ihlal etmek'' ve ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek'' suçlarından 14 ile 36,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
İddianamede, Odatv çalışanı gazeteci tutuklu sanık Barış Pehlivan'ın ise ''Yalçın Küçük ve Soner Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği'' belirtilerek, Pehlivan'ın ''Silahlı örgüte üye olmak'', ''Kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'', ''Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' ve ''Özel hayatın gizliğini ihlal etmek'' suçlarından 9,5 yıldan 23 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörüldü.
Tutuklu sanıklardan Odatv çalışanı, gazeteci Barış Terkoğlu'nun Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği öne sürülen iddianamede, Terkoğlu'nun ''silahlı örgüte üye olmak'' ve ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'' suçlarından 8,5 yıldan 18 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
-ŞIK VE ŞENER'İN HAPİS CEZASI İSTEMLERİ-
''Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün'' hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgütsel doküman hazırlayarak örgüte yardım ettikleri'' iddia edilen tutuklu sanık gazeteci Ahmet Şık ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın ''silahlı örgüte yardım etmek'' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, tutuklu sanık gazeteci Nedim Şener'in de ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgütsel doküman hazırlama amaçlı örgüte yardım ettiği''nin anlaşıldığı kaydedildi.
İddianamede Şener'in de ''silahlı örgüte yardım etmek'' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Tutuklu sanık Kaşif Kozinoğlu'nun ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün'' hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgüte yardım ettiğinin anlaşıldığı, örgüt üyesi kapsamında olduğu ifade edilen iddianamede, Kozinoğlu'nun ''silahlı örgüte üye olmak'', ''devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek'' ve ''yasaklanan bilgileri temin etmek'' suçlarından 11,5 yıldan 26 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği belirtilen tutuklu sanık Şükrü Doğan Yurdakul'un da, ''silahlı örgüte üye olmak'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 9 yıldan 21,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Tutuklu sanık Müyesser Uğur'un da ''Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiğinin anlaşıldığı'' belirtilerek ''silahlı örgüte üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, tutuklu sanık Coşkun Musluk'un ''Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği'' belirtilen iddianamede, Musluk'un ''silahlı örgüte üye olmak'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 8 yıldan 18 yıla kadar hapsi talep edildi.
Tutuklu sanık Muhammet Sait Çakır'ın da ''Küçük ve Soner Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği'' anlatılan iddianamede, Çakır'ın ''silahlı örgüte üye olmak'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 9 ile 21 yıl arasında hapisle cezalandırılması öngörüldü.
-TUTUKSUZ SANIKLAR-
İddianamede tutuksuz sanıklar İklim Ayfer Kaleli'nin, ''Yalçın Küçük ve Soner Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, almış olduğu talimatlar doğrultusunda örgütün menfaatlerine siyasi parti liderleriyle irtibata geçtiği'' iddia edilen iddianamede, Kaleli'nin ''silahlı örgüte üye olmak'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' ve ''özel hayatın gizliğini ihlal etmek'' suçlarından 8,5 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
İddianamede, tutuksuz sanık Ahmet Mümtaz İdil'in de ''Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği'' ifade edilerek, ''silahlı örgüte üye olmak'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 8 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İddianamede, şüpheliler Didem Dülger, Mustafa Göksoy, Fahri Tiken, Ali Gören, Ayhan Bozkurt, Aydın Bıyıklı, Duygu Yalçın, Rafael Sadi ve Fatih Eryılmaz hakkında da ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan ek takipsizlik kararı verildiği kaydedildi.
''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalara ilişkin hazırlanan İddianamede, ele geçen dokümanlarda CHP ile ilgili yazılan değerlendirme ve yaklaşımlara bakıldığında örgütün 2000 yılından beri CHP ile ilgilendiği belirtildi.
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız'ın hazırladığı ve özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 134 sayfalık iddianamede, Odatv'de ele geçirilen bilgisayar hard diski içerisinde ''TeRTEmiz'' isimli belgenin AK Parti aleyhinde Odatv'de yayınlanan haberlerin içeriğinin ne şekilde olması gerektiğine dair planlar içerdiği belirtildi
İddianamede, ele geçirilen söz konusu belgede, ''AKP kadrolaşmasını göz önüne sermek, AKP tarafından çıkarılan her türlü yasanın Atatürk devrimlerine aykırı yönlerini afişe etmek, AKP'nin devletin kendi kurumları ile çatıştığını gösterecek yayınların yapılması. Bunun için emekli ya da görevde olan üst düzey kamu görevlilerinin AKP faaliyetlerine karşı fikir ve tepkilerine yer verilmesi, AKP'nin gerçek maksadının şeriat devleti kurmak olduğunun gündemden düşürülmemesi, İran benzeri bir rejim-eksen kayması konularının kullanılması, sivil dikta, sivil darbe konularının işlenmesi...'' şeklinde ifadelerin yer aldığı kaydedildi.
-''BAYKAL'I İKNA İÇİN VARAN 2''-
Odatv'de ele geçirilen bilgisayar hard diski içerisinde silinmiş bölgede ''Kılıçdaroğlu'na destek zorunlu'' ibaresi ile başlayan bir belge bulunduğu ve bu belgede Soner Yalçın'ın talimatlarını içeren örgütsel notlar olduğu anlatılan iddianamede, bu belgenin içeriğinde şu ifadelerin bulunduğu kaydedildi:
''Kılıçdaroğlu'na destek zorunlu. Liderlik çekişmesi yaratılmak istendiği açık. Haber içeriklerine dikkat! Müyesserin Baykal sevdası Odatv yayın politikası ile bağdaşmıyor... Hanefi ile ilgilenmeye devam etsin... Avukatlarla irtibatına dikkat etsin. Halk TV'yi devralırsak parasal sıkıntımız kalmaz. Kılıçdaroğlu da istekli, her türlü desteği alırız ama Baykal direniyor, Baykal engelini aşmalıyız. İkna için varan 2...''
İddianamede, Odatv'den ele geçirilen bilgisayar hard diski içerisinde bulunan ''Hanefi'' isimli bir belgede Soner Yalçın'ın talimatlarına yer verildiği ifade edilerek, söz konusu belgenin içeriğine ''Hanefi'nin kitabı ne durumda, referandum öncesi yetiştirmeli. Nedim'i sıkıştırın hızlandırsın... Referandum sürecinde Cemaati yıpratmalı ve kamuoyu üzerinde güvenilirliğini azaltmalı, Hanefi kullanılmalı. Böyle bir şeyi kendini ortaya koyarak teklif etmesi önemli'' ifadelerinin geçtiği kaydedildi.
İddianamede, Odatv'de ''Nedim'', ''Sabri Uzun'', ''Fabrikatör'', ''Mafia'', ''Mit/Medya ve Ajan Gazeteciler'', ''Panzehir'', ''Reosta, Televizyon analiz yönetim ve geliştirme projesi'', ''Ulusal Medya 2001'' isimli örgütsel dokümanlar bulunduğu kaydedilerek, söz konusu dökümanlarda belirlenen stratejilerin ve örgüt yöneticilerinin talimatlarının aynen uygulamaya konulduğu ifade edildi.
İddianamede, ''CHP'ye yönelik yürütülen faaliyetler'' başlığı altında yer alan bölümde bugüne kadar şüphelilerden ele geçirilen ve örgütün temel dokümanları olarak belirtilen birçok dokümanda CHP ile ilgili çeşitli yazıların olduğu belirtildi.
-''CHP YÖNETİMİNİ ELE GEÇİRME ÇALIŞMALARI''-
Ele geçirilen ''Dinamik-Ulusal Güç Birliği Kuvayi Milliye Cephesi'' isimli doküman içerisinde, ''Atatürk'ün kurduğu ve ebedi başkanı olduğu CHP'nin ne yazık ki işlevini yitirdiği, bu nedenle Türk siyasal platformunda yeni bir Atatürkçü partinin yer alma zamanının geldiğine'' yer verildiği vurgulanan iddianamede, şüphelilerden ele geçirilen örgüt dokümanlarının örgütün amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek için hazırlanan dokümanlar olduğu ve bu dokümanların genel olarak 1999 ve 2000 yılları içerisinde hazırlandığı kaydedildi.
Söz konusu dokümanlarda CHP ile ilgili yazılan değerlendirme ve yaklaşımlara bakıldığında örgütün 2000 yılından beri CHP ile ilgilendiği belirtilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
''Bugüne kadar yürütülen soruşturmada elde edilen delillerden örgütün CHP ile ilgilenmekten vazgeçmediği, bir taraftan CHP'yi kontrol altına alıp yönlendirmek için faaliyetlerde bulunurken diğer taraftan da CHP yönetimini ele geçirmeye çalıştığı, bu kapsamda daha önceki soruşturmalarda elde edilen delillerden şüpheli Ahmet Tuncay Özkan'ı CHP Genel Başkanı yapmak için girişimlerde bulundukları ve belirledikleri bir kısım kişileri CHP'ye sokmaya çalıştıkları tespit edilmiş ve bu tespitler daha önce düzenlenen soruşturma dosyalarında belirtilmiştir.
Şüpheli Yalçın Küçük ve Odatv çalışanlarına yönelik yapılan çalışmalarda da, şüphelilerin CHP'ye yönelik faaliyetlerine devam ettiği ve bu kapsamda örgütün medya yapılanması ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na gerekli desteğin verilmesi gerektiğini belirttikleri, diğer taraftan CHP yönetimine yön vermek için çalışmalar yaptıkları, bu kapsamda bir taraftan tutuksuz yargılanan 'Ergenekon' sanıklarını ve istedikleri kişileri CHP yönetimine yerleştirmeye çalışırken diğer taraftan tutuklu bulunan bir kısım 'Ergenekon' sanıklarını cezaevinden kurtarmak için CHP'den milletvekili adayı göstermeye çalıştıkları anlaşılmıştır.''
İddianamede, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' yöneticisi Yalçın Küçük'ün, CHP içerisindeki her türlü gelişmeyi yakından takip etmekte ve örgütünün menfaatleri doğrultusunda tüm gelişmelere yön vermeye çalıştığı kaydedilerek, şüphelilerden ele geçirilen dijital verilerde bu durumun net olarak ortaya konulduğu belirtildi.
-AK PARTİLİ VEKİLLERİN GİZLİ ÇEKİLEN GÖRÜNTÜLERİ-
Soruşturma kapsamında Odatv adlı internet sitesinin adresinde yapılan aramada ele geçirilen 72 numaralı CD ve 69 numaralı DVD'nin içeriğinde 2007 yılında çekildiği anlaşılan 3 ayrı video dosyasındaki görüntülerin üzerindeki tarihten 2007 yılında çekildiğinin anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, video dosyalarından ikisinde 2007 yılında AK Parti Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı ile dönemin değişik bakanlarının ofis şeklindeki bir odadan çıkıp, ahşap merdivenlerden bir üst kata çıktıklarının görüldüğü anlatıldı.
İddianamede, diğer video dosyasında ise adı geçen kişilerin merdivenlerden çıktıktan sonra yemek için oturdukları masanın görüldüğü, ancak bu video dosyasındaki görüntülerin çok net olmadığı, fakat kişilerin yemek sırasındaki konuşmalarının bulunduğu, tüm bu görüntü ve ses kayıtlarının gizli bir şekilde çekildiğinin anlaşıldığı ifade edildi.
Odatv adlı internet sitesinin adresinde yapılan aramada, üzerinde el yazısıyla ''Diyarbakır ili Lice ilçesinde oturan Ermeni kökenli vatandaşların nüfus kayıt örnekleri'' ibareleri yazılı yarım kapak dosya içerisinde toplam 84 sayfa dokümanın ele geçirildiğine yer verilen iddianamede, söz konusu dokümanlarda yaklaşık bin 600 kişinin nüfus kayıt bilgilerinin listeler halinde yazılı olduğu belirtildi.
İddianamede, Hüseyin Soner Yalçın'ın, Beşiktaş'taki adresinde yapılan aramada da, Nazlı Ilıcak, Güneri Civaoğlu ve daha birçok şahsın özel hayatları, siyasi görüşleri ve etnik kökenleri hakkında bazı notların tutulduğu ve fişleme mahiyetinde bilgiler olduğunun görüldüğü kaydedildi.
İddianamede, örgütün, temel örgütsel dokümanı olan ''Ergenekon'' dokümanında ''Terör'' başlıklı yazıda, başta PKK terör örgütü olmak üzere bir kısım terör örgütlerinin kontrol altına alındığı, yönlendirmeye çalışıldığı, şüphelilerden ele geçirilen ''Panzehir'' isimli dokümanda PKK terör örgütünün nasıl ve ne şekilde kontrol altına alınabileceği, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın nasıl yönlendirileceğinin ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı kaydedildi.
Örgüt yöneticisi Yalçın Küçük'ün PKK terör örgütü ve elebaşı Abdullah Öcalan'ı nasıl ve ne şekilde yönlendirdiğini gösteren çok sayıda delil elde edildiği anlatılan iddianamede, Yalçın Küçük'ün PKK terör örgütü kamplarında çekilmiş video görüntülerinin bulunduğu, bu görüntülerde PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ve şüpheli Yalçın Küçük'ün aynı masada oturduğu, çevrelerinde PKK terör örgütünün üst düzey yöneticileri olduğu değerlendirilen kalabalık bir grubun bulunduğu, Yalçın Küçük ve Abdullah Öcalan'ın bu gruba ders verdiği kaydedildi.
İddianamede, soruşturma kapsamında ifade veren gizli tanık ''Deniz''in alınan ifadesinde, PKK terör örgütüyle olan ilişkilerinden bahsettikten sonra, gizli tanık ''Deniz''in, Yalçın Küçük'ün 1993 ile 1996 yıllarında ve daha öncesinde Suriye'deki kampta Abdullah Öcalan'la görüşmek için geldiğini, Abdullah Öcalan'ı yönlendirerek, PKK örgütünü silahlı eyleme teşvik ettiğini, Abdullah Öcalan'ın da Yalçın Küçük'e ''Senin her cümlen benim beynimde bir kıvılcım meydana getiriyor'' dediğini belirttiği vurgulandı.
İddianamede, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün 2002 yılı Genel Seçimlerinden sonra AK Parti'ye yönelik kapsamlı bir çalışma başlattığı, bu çerçevede ilk olarak darbe planları kapsamında AK Parti'yi bölüp parçalamayı ve böylelikle hükümetten düşürmeyi hedeflediği belirtilen iddianamede, AK Parti'yi bölme ve parçalama hedeflerini tam olarak gerçekleştiremeyince bu kez AK Parti'nin kapatılması amacıyla açılan davayı etkilemek için davanın görüldüğü Anayasa Mahkemesi ile ilgili çalışmalar yaptığı kaydedildi.
Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalara ilişkin hazırlanan İddianamede, şüpheli Hüseyin Soner Yalçın'ın örgütsel talimatlarının yazılı olduğu birçok belgede Ahmet Şık'ın yapması gereken görevlerin yazılı olduğu kaydedildi. Yalçın'ın ayrıca Nedim Şener'e örgütsel faaliyetler kapsamında görevler verdiği belirtildi.
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız'ın hazırladığı ve özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 134 sayfalık iddianamede, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''ne yönelik yapılan soruşturma kapsamında örgütün yönetici kadrosunda olduğu tespit edilen Şüpheli Yalçın Küçük'ün, ''silahlı Terör Örgütü Kurma'' suçundan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 2009'da açılan davada tutuksuz yargılandığı hatırlatıldı.
Soner Yalçın ve Odatv çalışanlarına yönelik teknik takip çalışmaları devam ederken tutuksuz olarak yargılanan Yalçın Küçük'ün örgütün amaç ve hedefleri doğrultusundaki faaliyetlerine aktif olarak devam ettiği ifade edilen iddianamede, Küçük'ün bir yandan ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün'' medya yapılanması ve siyaset dünyasına yön verilmesi faaliyetlerini yürütürken, diğer taraftan da darbe zemini oluşturmak maksadıyla alenen darbe söylemlerinde bulunduğu kaydedildi.
İddianamede, şüpheli Yalçın Küçük'ün alınan ifadesinde her ne kadar hakkındaki iddiaları kabul etmese de Odatv adlı internet sitesinin imtiyaz sahibi Soner Yalçın ve Odatv çalışanları ile örgütsel irtibatının bulunduğunun tespit edildiğine yer verilerek, Odatv'nin çalışanlarına verdiği talimatlarla internet sitesinin yayınlarını örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yönlendirdiğine dair çok sayıda delil elde edildiği belirtildi.
-ŞÜPHELİ YALÇIN KÜÇÜK'ÜN TALİMATLARI-
Yalçın Küçük'ün yönetici konumunda olduğu, sitede yapılan haberlerin nasıl olması gerektiğine ilişkin Odatv çalışanlarına birtakım talimatlar verdiği, hatta şüphelinin örnek haberler yazarak Odatv çalışanlarına gönderdiği vurgulanan iddianamede, Odatv kadrosunun aldığı talimatlarla ilgili Yalçın Küçük'e geri dönüş yaparak bilgilendirmelerde bulunduğu anlatıldı.
İddianamede, Yalçın Küçük'ün Odatv çalışanları ile tek tek ilgilendiği, hatta şüpheli Doğan Yurdakul'un ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' ile ilgili haberlerde kendisini geliştirmesi gerektiğine ilişkin talimatının bulunduğunun görüldüğü ifade edildi.
Şüpheli Barış Terkoğlu'nun iş yeri olan Odatv'den ve ikametinden örgütsel dokümanların, TSK ve MİT'e ait devletin güvenliği açısından gizli kalması gereken belge ve diğer suç unsuru deliller ele geçirildiği belirtilen iddianamede, şüphelinin ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' üyesi olduğu ve örgütün medya yapılanması kapsamında faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi.
İddianamede, örgüt yöneticisi Yalçın Küçük'ün, Barış Terkoğlu'nu ve Odatv çalışanlarını yönlendirdiği, örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yayın yapmalarını sağladığı, şüpheli Barış Terkoğlu'nun da örgüt yöneticilerinin verdiği talimatlar doğrultusunda hareket ettiği belirtildi.
-''AHMET ŞIK'A ÖRGÜTSEL DÖKÜMAN HAZIRLATILDI''-
Soner Yalçın'ın örgütsel talimatlarının yazılı olduğu birçok belgede Ahmet Şık'ın örgüt faaliyetleri kapsamında yapması gereken görevlerin yazılı olduğu belirtilen iddianamede, Şık'ın ikametinden ele geçirilen dijital veriler üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri neticesinde, ''000KITAPSON'', ''Ahmet Kitap'' ve ''KİİTAPPPPPPPPPPPPP'' isimli 3 ayrı word dosyası bulunduğu, içeriklerine bakıldığında bu word dosyalarının ''İMAMIN ORDUSU'' başlıklı bir örgütsel döküman olduğunun tespit edildiği kaydedildi.
Odatv'de yapılan aramalar sonucu elde edilen dijital verilerde de ''000KITAP'' adlı ''İMAMIN ORDUSU'' başlıklı bir örgütsel doküman elde edildiği kaydedilen iddianamede, ''Odatv ve şüphelilerden ele geçirilen delillere bakıldığında bu stratejinin aynen uygulandığı ve bu kapsamda Ahmet Şık'a 'İMAMIN ORDUSU' isimli örgütsel dokümanın hazırlatıldığı, ancak elde edilen delillerden Ahmet Şık'a hazırlatılan örgütsel dokümanın kitap olarak ''Emniyet Müdürü Sabri Uzun'' ismi ile yayınlatılmasının planlandığı anlaşılmıştır'' denildi.
İddianamede, ''Ahmet Kitap'' isimli word belgesinde bulunan ''İMAMIN ORDUSU'' isimli örgütsel dokümanın yapılan incelemesi neticesinde, söz konusu çalışmanın örgütün güncel medya stratejisini ortaya koyan ''ULUSAL MEDYA 2010'' dokümanında belirtilen stratejiler doğrultusunda hazırlandığını gösteren çok sayıda delil tespit edildiği belirtildi.
Kitap olarak yayımlanması planlanan örgütsel çalışmanın, ''Ergenekon'' davasının hukuki bir dava olmaktan öte siyasal bir dava olduğu, TSK ve yüksek yargı başta olmak üzere anayasal kurumların hedef alındığı tezleri işlenerek davanın kamuoyunda inanılırlığını ortadan kaldırmaya yönelik topluma yanlış bilgilendirme yapılmasının amaçlandığı ifade edilen iddianamede, şu görüşlere yer verildi:
''Bu kitap çalışmasında; hukuki çerçevede ve bugüne kadar şüphelilerden ele geçirilen somut delillerle yürütülmekte olan 'Ergenekon' soruşturması ve kovuşturmasının, Gülen cemaati tarafından yürütülen bir tertip ve düzmece olduğunun işlendiği, böylelikle soruşturmayı yürüten kurum ve çalışanlarına ağır iftiralarda bulunarak kamuoyundaki güvenilirliklerinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı ve nihai olarak davanın kıymetsizleştirilmesinin hedeflendiği anlaşılmıştır.
Ahmet Şık alınan ifadesinde her ne kadar ''İMAMIN ORDUSU'' başlıklı örgütsel dokümanı kendi başına hazırladığını beyan etmişse de; gerek Odatv'den ele geçirilen örgütsel notlar ve örgütsel dokümandaki notlar, gerek Ahmet Şık'tan ele geçirilen taslaklardaki notlar ve soruşturma kapsamında elde edilen diğer deliller, ''İMAMIN ORDUSU'' başlıklı örgütsel dökümanın sadece Ahmet Şık tarafından oluşturulmadığını, Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün talimatları ve yönlendirmeleri doğrultusunda diğer şüphelilerle birlikte hazırlanan bir kitap çalışması olduğunu ortaya koymaktadır.''
-NEDİM ŞENER-
İddianamede, Odatv'de yapılan aramalarda el konulan dijital verilerin bilirkişiler tarafından yapılan incelemesi sonucunda ''NEDİM' isimli klasör içerisinde ''YBelgesi'' isimli word belgesi olduğunun tespit edildiği belirtilerek, word belgesinin içeriğine bakıldığında Nedim Şener'e ait ''Ergenekon belgelerinde Fethullah Gülen ve cemaat'' isimli kitabın taslak hali olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
Soruşturma kapsamında Soner Yalçın'ın örgütsel talimatlarının yazılı olduğu birçok belge elde edildiği, bu belgelerden ''Hanefi'', ''Nedim'', ''Sabri Uzun'' isimli örgütsel notların oluşturucusunun Hüseyin Soner Yalçın olması hususu göz önüne alındığında, Hüseyin Soner Yalçın'ın Nedim Şener'e örgütsel faaliyetler kapsamında görevler verdiğinin anlaşıldığı belirtildi.
İddianamede tutuklu sanık Hanefi Avcı'nın ''Haliçte Yaşayan Simonlar'' kitabı ve ''İmamın Ordusu'' adlı dokümanın hazırlanmasında yardımcı olduğunu gösteren çeşitli delillere yer verilerek, bu süreçte Nedim Şener'in Soner Yalçın'ın talimatı ile Hanefi Avcı ve Ahmet Şık'ı yönlendirdiği ifade edildi.
İddianamede, şüpheli Ahmet Mümtaz İdil'in Odatv'de ve ikametinde ele geçirilen belgelerden şüphelinin ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' üyesi olduğu ve örgütün medya yapılanması içerisinde faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı belirtildi.
-HÜSEYİN SONER YALÇIN-
Şüpheli Hüseyin Soner Yalçın ile Yalçın Küçük'ün aralarında hiyerarşik bir ilişkinin var olduğu ifade edilen iddianamede, ayrıca Yalçın Küçük'ün ''Ergenekon Terör Örgütü''nün amaç ve hedefleri doğrultusunda belirlenen yayın stratejileri çerçevesinde Hüseyin Soner Yalçın ve birlikte hareket ettiği diğer şahıslara talimatlar verdiği anlatıldı.
Sanık Ünal İnanç'tan el konulan dijital verilerde, Yalçın Küçük ve Hurşit Tolon'un da isminin bulunduğu ''DANIŞMANLARIMIZ'' isimli listede Hüseyin Soner Yalçın'ın da isminin yazılı olduğu belirtilen iddianamede, ''Ergenekon'' şüphelilerinin TİB dökümlerinin yapılan incelemesinde, Yalçın'ın şüpheliler Doğu Perinçek, Gürbüz Çapan, Bedrettin Dalan, Güler Kömürcü, Erhan Göksel, Vedat Yenerer, Erol Mütercimler, Serhan Bolluk, Mustafa Ali Balbay, Hüseyin Nazlıkul, Adil Serdar Saçan, Turhan Çömez, Ayşe Yüksel, Erol Manisalı, Sinan Aydın Aygün, Mehmet Haberal ile telefon irtibatının olduğu ifade edildi.
İddianamede, Hüseyin Soner Yalçın'ın ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' adına faaliyetler yürüttüğünün Odatv'den ele geçirilen bilgisayar hard diskleri içerisindeki belgelerde ortaya konulduğu, örgütün temel dokümanlarından ''Fabrikatör, Mafia, MİT/Medya Ve Ajan Gazeteciler, Panzehir, Reosta, Televizyon Analiz Yönetim Ve Geliştirme Projesi, Ulusal Medya 2001'' ve ''Ulusal Medya 2010'' adlı döküman ile birçok örgütsel notları içeren dokümanlar ve talimatların bulunduğu kaydedildi.
Bu talimat içerikli notların bir kısmında örgüt yöneticisi Yalçın Küçük tarafından verilen talimatlar olduğu anlatılan iddianamede, notlarda Soner Yalçın tarafından Odatv çalışanlarına verilen talimatların da bulunduğu, örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda ne şekilde haber ve yayın yapılması gerektiği ile ilgili talimatlar var olduğu belirtildi.
İddianamede, ''Nedim'' isimli örgütsel dokümana bakıldığında Hüseyin Soner Yalçın'ın Nedim Şener'in ne şekilde hareket etmesi gerektiğine dair talimatlarının olduğu kaydedilerek, bilirkişilerce yapılan incelemelerde belgenin ''soner'' isimli kullanıcı tarafından oluşturulduğu ve aynı tarihte ''soner'' isimli kullanıcı tarafından son olarak kaydedildiği ifade edildi.
Aynı belgede Hüseyin Soner Yalçın'ın, Sabri Uzun adına kitap çıkarılması için Nedim Şener'in Ahmet Şık ile görüşmesi şeklinde talimatlarının olduğu anlatıldı.
-PKK-
Odatv'de yapılan aramalar sonucu elde edilen delillerin yapılan incelemesinin anlatıldığı iddianamede, Hüseyin Soner Yalçın ve diğer örgüt üyelerinin Yalçın Küçük ile toplantılar yaptıkları, yapılan bu toplantıların sonucunda halkın tahrik edilerek ülkede kaos ve kargaşa ortamı oluşturulması amacına yönelik örgütsel kararlar aldıkları, Hüseyin Soner Yalçın'ın imtiyaz sahibi olduğu Odatv adlı internet sitesinde yayımlanan haberlere bakıldığında da bir taraftan PKK terör örgütü elebaşısının bir kısım açıklamalarını halkı sokağa dökmek amaçlı yayınladıkları, diğer taraftan da Türkiye'de sanki bir iç savaş varmış algısı oluşturmayı hedefledikleri belirtildi.
İddianamede, Hüseyin Soner Yalçın'ın darbeye zemin hazırlama faaliyetlerini sadece Odatv bünyesinde yapmadığı, aynı zamanda irtibatlı olduğu bazı medya mensuplarına da bu doğrultuda haberler yaptırdığı, Odatv adlı internet sitesinde yayımlanan haberlere bakıldığında, Yalçın Küçük'ün bu talimatlarının aynen yerine getirildiği kaydedildi.
PKK terör örgütü elebaşısının hemen her açıklamasına haber değeri atfedilerek sitede yer verildiği anlatılan iddianamede, bu haberlerin veriliş şekline bakıldığında, terör örgütü elebaşının eli kanlı bir katil değil sanki bir sivil toplum örgütü lideriymiş gibi masumane bir görüntü ile lanse edilmeye çalışıldığı, böylelikle terör örgütü elebaşının açıklamaları ve söylemlerinin kamuoyunda kabul ettirilmeye ve normalleştirilmeye çalışıldığı belirtildi.
''ULUSAL MEDYA 2010'' isimli örgüt dokümanında ''STRATEJİ'' başlığı altında, ''Operasyon sürecini yürüten kurumlara mensup olup tezlerimize ve faaliyetlerimize destek veren, kamuoyunun yakından tanıdığı ve güvendiği kişilere, Ergenekon ve benzeri davaların tertip olduğu yönünde açıklama ve yayın yaptırılması için bilgi, belge ve teknik destek sağlanmalıdır.'' şeklinde bir stratejinin yazılı olduğu ifade edilen iddianamede, Odatv ve şüphelilerden ele geçirilen delillere bakıldığında bu stratejinin aynen uygulandığı ve bu kapsamda Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'ya ''Haliçte Yaşayan Simonlar'' adlı kitabın yazdırıldığı, Ahmet Şık'a ise ''İmamın Ordusu'' adlı örgütsel çalışmanın hazırlatıldığı, ancak elde edilen delillerden Ahmet Şık'a hazırlatılan örgütsel çalışmanın ''Emniyet Müdürü Sabri Uzun adıyla kitap olarak yayınlatılmasının planlandığı belirtildi.
-BARIŞ PEHLİVAN-
İddianamede, şüpheli Barış Pehlivan ile Yalçın Küçük'ün aralarında hiyerarşik bir ilişkinin olduğu, Yalçın Küçük'ün ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün amaç ve hedefleri doğrultusunda yayın yapmaları konusunda diğer şüpheliler gibi Barış Pehlivan'ı da yönlendirdiği, Pehlivan'ın da bu talimatlara göre hareket ettiği Odatv'den ve ikametinden el konulan dijital verilere bakıldığında, Barış Pehlivan'ın ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün medya yapılanması içerisinde yer aldığı, bu kapsamda Yalçın Küçük'e bağlı olarak birçok faaliyet yürüttüğü anlatıldı.
-HANEFİ AVCI-
İddianamede, Şüpheli Hanefi Avcı'nın Hüseyin Soner Yalçın'ın örgütsel talimatlarının yazılı olduğu birçok belgede örgüt faaliyetleri kapsamında yapması gereken görevlerin yazılı olduğu anlatıldı.
Şüphelilerden ele geçirilen delillere bakıldığında Hanefi Avcı'ya ''Haliç'te Yaşayan Simonlar'' isimli kitabın yazdırıldığı belirtilen iddianamede, Hanefi Avcı'nın ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgütsel doküman hazırlayarak örgüte yardım ettiğinin anlaşıldığı ifade edildi.
-KAŞİF KOZİNOĞLU-
Şüpheli Kaşif Kozinoğlu'nun ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgüte yardım ettiği aktarılan iddianamede, Kozinoğlu'nun örgüt üyesi kapsamında olduğunun, devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin ettiğinin anlaşıldığı belirtildi.
İddianamede, şüpheli Doğan Yurdakul'un Odatv adlı internet sitesinde yapılan aramada, elde edilen belgelerden ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün medya yapılanması içerisinde yer aldığı, örgüt yöneticisi şüpheli Yalçın Küçük ve şüpheli Soner Yalçın'ın talimatları doğrultusunda hareket ettiği ve bu doğrultuda TSK ile irtibatı sağladığı ifade edildi.
Doğan Yurdakul'un örgütsel irtibatlarına bakıldığında Yalçın Küçük, Engin Aydın, Mustafa Balbay, Ünal İnanç, Nusret Senem ve Hikmet Çiçek ile irtibatlı olduğu vurgulanan iddianamede, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün belirlediği stratejiler çerçevesinde, Ergenekon soruşturması ve davasını itibarsızlaştırmak ve kamuoyundaki etkinliğini azaltmak amaçlı yayınlar yapılması faaliyetlerinde yer aldığı anlatıldı.
Şüpheli Doğan Yurdakul'un delillere göre, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' üyesi olduğu, şüpheliler Yalçın Küçük ve Soner Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü aktarılan iddianamede, Yurdakul'un medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiğinin, kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiğinin anlaşıldığı belirtildi.
-İKLİM AYFER KALELİ-
Şüpheli İklim Ayfer Kaleli'nin ''ULUSAL MEDYA 2010'' dokümanında belirtilen strateji doğrultusunda ''Halk TV'' adlı televizyon kanalını ele geçirebilmek için çalışmalar yaptığı kaydedilen iddianamede, bu kapsamda CHP'nin üst düzey yöneticileri ile defalarca görüştükleri, hatta CHP eski genel başkanının direnç göstermesi üzerine buna yönelik çalışmalar yaptığı anlatıldı.
İddianamede, şüpheli İklim Ayfer Kaleli'nin Odatv'de yapılan arama ve gözaltılar sonrasında örgütsel faaliyetlerine son vermediği, örgütün diğer üyeleri vasıtasıyla aldığı talimatlar doğrultusunda, kendileri için menfi açıklamalarda bulunulması amacıyla bazı siyasetçilerle irtibata geçtiği ifade edildi.
Şüpheli İklim Ayfer Kaleli'nin, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' üyesi olduğu belirtilen iddianamede, Kaleli'nin Yalçın Küçük ve Hüseyin Soner Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, örgütün menfaatlerine siyasi parti liderleriyle irtibata geçtiği, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği, özel hayatın gizliğini ihlal ettiği kaydedildi.
Şüpheli Muhammet Sait Çakır'ın ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' üyesi olduğu belirtilen iddianamede, şüpheliler Yalçın Küçük ve Soner Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği, kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiğinin anlaşıldığı ifade edildi.