Bayraktar Oda TV davasından gözaltına alındıktan sonra ifade verdiği Savcı Zekeriya Öz’ün kendisini çok şaşırttığını da belirterek, ‘’Çok yorgun göründüğümü, uyuyup dinlenmemi, sonra ifademi almayı önerdi. Kim derdi ki korkulan Savcı Zekeriya Öz’ün böylesine düşünceli olacağını... Bu insancıl yaklaşımı, kendisi hakkındaki çekincelerimi azalttı’’ diye yazdı.
E-POSTALARI AÇIKLADI
Hakkındaki en vicdansız yazıyı İsmet Berkan’ın, en çirkin yazıları da Reha Muhtar ile Rasim Ozan Kütahyalı’nın yazdığını savunan Bayraktar, Eyüp Can için, ‘’Türeme gazeteci’’ ifadesini kullandı. TGRT’de birlikte çalıştığı Hürriyet yazarı Ahmet Hakan için ise ‘’Sakalında yemekten kalma yağ ile dolaşırdı’’ diye yazdı
Bayraktar kitabında, Habertürk gazetesinden Muharrem Sarıkaya ile aralarındaki e-posta yazışmalarını da orijinal haliyle yayınladı. Bayraktar bu maillerde Sarıkaya’ya görüşemedikleri için sitem ederken, Sarıkaya da ‘’Sizin arayacağınızı bilsem, hiç yerimden kıpırdar mıydım’’ diyor. Kitaptaki bazı bölümler, özetle şöyle:
BAYKAL OLAYI: Meclis’e ziyaretine gittiğimde odasında başka kimse yoktu. Görüşme sırasında kapısı da açık değildi. Eşi ile röportaj yapmak istediğimi söyledim, (Boşver bunları, seninle arkadaş olalım, gençsin güzelsin) dedi. Kalkıp giderken tokalaştım ve elimi çok tuhaf bir biçimde tuttu. İrkildim, tansiyonum çıktı. Bir çırpıda ev telefonunu yazıp elime tutuşturdu…
ÇAKMA MAİL İLE GÖRÜŞME: Gazeteci Hakan Aygün ile Ankara’ya gelince görüştük. Yeni bir TV kanalı kuracaklarını, kendisinin 500 bin dolar, Soner Yalçın’ın da bir o kadar para koyacağını, bir milletvekilinin de ortak olacağını söyledi. Ayrılırken sıkı sıkıya görüşme talebinde bulundu. Oda TV’den birinin ismi üzerinden aldığı çakma bir mail adresinden iletişim kurmamızı istedi.
İSTANBUL TEKLİFİ: CHP kurultayında Muharrem Sarıkaya’yı gördüm. Yanına gidip, iş için CV’mi getirmek istediğimi söyledim. Kendisine çok kolay ulaşılacağını anlatıp, kartını verdi. Randevu alıp, Habertürk binasına gittim. 25 dakika görüştük, kahve içtik, referanslarımı sordu. CV’mi uzun uzun inceledi ve (Sizinle bir İstanbul yapalım, özlemişsinizdir) dedi. Eşimle sık sık gittiğimi belirtince de, (Toplantım var) diyerek görüşmeyi bitirdi. Sonra TV’ye çıkıp, benimle sadece 4 dakika görüştüğünü söyledi. Ankara temsilcisi, köşe yazarı ve Habertürk Medya Grup Başkanvekili gibi uzun sıfatları var. Dış kapının, dış mandalı…
SAKALDAKİ YAĞ: Ahmet Hakan ile yıllar önce TGRT’de birlikte çalıştık. Çok efendi bir insandı ve biz ona Ahmet Efendi derdik. Asla espri yapmaz, çok az konuşur, Kadınların gözünün içine bakamaz, yarı şalvar denecek bir pantolon giyerdi. Her habere gitmez, içinde kadın olmayan konulara eğilirdi. Sakalında yemekten kalma yağ ile dolaşırdı.
POLİS ROMANTİZME ŞAŞIRDI: Sabah 07.00 evimizin kapısı çaldı. Polisler gelmiş, evimde arama yapılacak. En zoruma giden çocuğumun odasının aranmasıydı. Bilgisayar oyunları CD’lerini de aldılar. Bu beni kahretti. Çalışma odamda kilitli bir kutu vardı. Anahtarını verdim, açtılar, içinden küçük renkli kağıtlar çıktı. Eşimin bana yazdığı sevgi notlarıydı. Hepsini okuyan polis (Bu kadar romantik bir çift görmedim) dedi. (Gazeteport)