Mudanya ilçesinde Saygın Altınöz, kendisini aldattığı gerekçesiyle eşi Havva Altınöz'e 2022'de boşanma davası açtı. Bir hastanede temizlik görevlisi olarak çalışan 2 çocuk annesi Havva Altınöz de Saygın Altınöz hakkında tehdit ettiği gerekçesiyle gizlilik ve koruma kararı aldırıp, Balıkesir'e yerleşti. Havva Altınöz, Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi'nde işe başladı. Bu süreçte Saygın Altınöz, kendi annesi ile kardeşini tehdit ve darbettiği iddiasıyla 3 Ocak'ta gözaltına alınıp, tutuklandı.
TAHLİYE OLDUKTAN SONRA VURDU
28 Mart'ta tahliye olan Saygın Altınöz, Balıkesir'in kırsal Çekirdekli Mahallesi'ne yerleşti. İddiaya göre Saygın Altınöz, gizlilik kararına rağmen Havva'nın evini buldu. 27 Nisan'da Gündoğan Mahallesi'ne gidip, otomobili ile beklemeye başlayan Altınöz, yanındaki ruhsatsız tabanca ile kendi aracına binen boşanma aşamasındaki eşini başından vurarak yaraladı.
Saygın Altınöz hakkında 'Eşi tasarlayarak öldürmeye teşebbüs' suçundan Balıkesir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Dava sürerken hastanede tedavi gören Havva Altınöz, 16 Ağustos'ta hayatını kaybetti. Savcılık, Saygın Altınöz hakkında 'Tasarlayarak yakın akrabayı kasten öldürme' suçundan ek iddianame verdi. Altınöz için ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi.
Davanın 5'inci duruşması, dün görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Saygın Altınöz ile avukatı, Havva Altınöz'ün ailesinin avukatı Melike Kurt, Sil Baştan Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği Başkanı Ayşegül Küçükafacan katıldı. Saygın Altınöz'ün avukatının 9 ay önceki talebi üzerine Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi ve Balıkesir Üniversitesi'nden istenen akıl sağlığı raporları için 2 hastanenin de yeterli olmadığı bildirildi. Duruşmada, sanığın cezai ehliyetinin yerinde olup olmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu'ndan rapor istenmesine karar verilerek, 26 Eylül'e ertelendi.
'9 AYDIR RAPOR BEKLENİYOR'
Balıkesir Barosu Avukatı Melike Kurt, Havva Altınöz'ün adresinde gizlilik kararı olmasına rağmen kurulan pusu ile öldürüldüğünü söyledi. Avukat Kurt, "16 Ağustos'ta başlayan yargılama yaklaşık 9 aydır sürmekte ve bu duruşmaya gelene kadar dosyada sanık müdafi tarafından talep edilen akıl sağlığıyla ilgili bir ara karar kurulmuştu. Ara karar eylül ayında kurulmasına rağmen o tarihten bu yana kadar gelinen aşamada Balıkesir Üniversitesi Hastanesi'ne müzekkere yazılarak, bu raporun aldırılamayacağını bilmemize rağmen bu karardan dönülmesini talep etmemize rağmen dönülmeyip, 9 aydır raporun aldırılması için uğraşmaktayız. Akıl hastalığı yönünden aldırılması istenen raporun zaten dosyaya yenilik katmayacağı ve sanığın gayet aklı başında sağlıklı olduğu mahkeme heyeti tarafından da bizim tarafımızdan da gözlemlenmesine rağmen bu raporun aldırması yönündeki mahkemenin ısrarını kabul etmemekteyiz. En son bu duruşmada İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu'na yazılarak sanığın bu raporun aldırılması yönünde ara karar kurulmuştur ve duruşma 26 Eylül'e bırakılmıştır. Gelinen aşamada ne yazık ki ailenin, Havva'nın ailesinin acısı dindirilememiş ve ne yazık ki adaletin hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleşmesi sağlanamamıştır. Anayasa'nın 141’inci maddesinin birinci fıkrasında bahsedildiği üzere davaların en az giderle ve mümkün olduğunca hızlı bir şekilde sonuçlanması yargının görevidir. Biz yargılama makamını bu görevini yapmasına davet ediyoruz" dedi.
'ŞU AN TEMYİZİ KONUŞUYOR OLACAKTIK'
Dava sürecini takip eden Sil Baştan Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği Başkanı Ayşegül Küçükafacan ise "Ne yazık ki, burada yine bir arpa boyu yol katedilemedi. Defalarca, ‘Akıl sağlığı yerinde mi?’ diye rapor talep etti. Arada yanlışlıklar oldu. Ne yazık ki, fakülteden istenen raporda, bu konuda yeterli olmadıklarını gösterir bir yazıyla bize geldi. En başından yani 9 ay önce eğer bu sanık İstanbul'a adli tıpa gönderilmiş olsaydı, biz şu anda verilmiş olan kararın belki de temyizini konuşuyor olacaktık. 9 aydır bir arpa boyu yol katedememiş olan heyeti, Anayasa'ya uygun bir şekilde hareket etmeye davet ediyoruz. Havva öldü fakat biz kadınlar Havva'nın hakkını aramak üzere buradayız. Burada olmaya da devam edeceğiz. Sanık Saygın Altınöz ve onun gibiler bilsinler ki, kadınlar yalnız değil, biz birlikte güçlüyüz. Bu yüzden bu davalara lütfen katılım sağlayın. Birlikteliğimizi gösterelim. Toplumda kadının ne kadar güçlü olduğunu böylelikle görmüş oluruz. Dava o kadar uzadı ki, anne artık davaya gelmeye tahammül edemiyor. Kameralarla, bütün delillerle bu adamın yaptığı bu iş açık açık ortada. Daha neyi bekliyoruz? Adalet bu kadar geç geldiği zaman bu aileye de topluma da bir zulümdür" diye konuştu.
Fatih Emrah ERDOĞAN/BALIKESİR, (DHA)