Aile Danışmanı Barış Tuncer, “Araştırmalar, ergenlerin yüzde 28’inin her gün kumar sitelerinde ortalama 107 dakika zaman geçirdiğini, yüzde 8’inin 3 saatten daha fazla zaman geçirdiğini, yüzde 75’inin 13-16, yüzde 25’lik kesimin de 10-12 yaşlarında çevrimiçi kumar oynamaya başladığını ortaya koymuştur” bilgisini verdi.
‘Herkese bedava bahis!’ veya ‘Depozit bonuslarınızı yükleyin, oynamaya başlayın kaybetmeniz mümkün değil!’ gibi özendirici reklamlar, ergenlerin çevrimiçi kumara yönelmelerine neden oluyor. Altınbaş Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Programı Başkanı ve Aile Danışmanı Barış Tuncer, bu tür teşvik edici ve yanıltıcı reklamların, ergenlerin çevrimiçi kumarı ‘zararsız eğlence’ veya ‘kaybedecek hiçbir şeyleri yokmuş’ gibi algılamalarına neden olduğunu ve zamanla çevrimiçi kumar bağımlılığına yol açabildiğini söyleyerek Türkiye’den rakamlar paylaştı.
KUMAR SİTELERİNDE HER GÜN 107 DAKİKA GEÇİRİYORLAR
Türkiye’de ergenler ile 2018 yılında Prof. Dr. Tolga Arıcak’ın yaptığı araştırmanın verilerini paylaşan Tuncer, araştırmada, katılımcıların yüzde 12.5’inin çevrimiçi kumar oynadığının görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
“Çalışmada alınan sonuçlar, ergenlerin yüzde 28’inin her gün kumar sitelerinde ortalama 107 dakika zaman geçirdiğini, yüzde 8’inin 3 saatten daha fazla zaman geçirdiğini, yüzde 75’inin 13-16, yüzde 25’lik kesimin de 10-12 yaşlarında çevrimiçi kumar oynamaya başladığını ortaya koymuştur. 2017 yılında Dr. Mehmet Dinç tarafından yapılan araştırmada ise, çevrimiçi kumar bağımlılığı oranı yüzde 11 olarak bulunmuştur.”
KAZANDIKÇA ‘YETENEKLİ’ OLDUKLARINI DÜŞÜNÜYORLAR
Çocuk ve ergenlerin nasıl kumar bağımlısı olduklarına ilişkin açıklamada bulunan Tuncer, “Bu siteler ‘hediye bonus’, ‘kaybetmeye imkanınız yok’, gibi sloganlarla çocukları ve gençleri çevrimiçi kumara teşvik ediyorlar. Teknolojik imkanlar geliştiği için akıllı telefon, bilgisayar, internet bağlantısının olduğu her yerde kumar oynanabiliyor. Nakit paraya ihtiyacınız yok, kredi kartı kullanabiliyorsunuz. Bunların hepsi risk faktörü. Gençler kazandıkları zaman kumar oynama konusunda özel yetenekleri olduğunu düşünmeye başlıyor. Kazancını abartıyor ve kumar oynamaya devam ediyor. Bunu da kaybetme evresi izliyor. Kaybetmeye başladığında bunu çevreden gizliyor, borç almaya başlıyor. Kayıplarını telafi edebilmek için çok daha fazla kumar oynuyor. Bahis miktarı artıyor ve bir süre sonra da umutsuzluk baş gösteriyor” diye konuştu.
İNTİHARA KADAR GÖTÜRÜYOR
Ergenlerin yaşları gereği herkesten fazla risk alma eğiliminde olduklarına dikkat çeken Tuncer, “Aileler çocuklarının çevrimiçi kumar bağımlısı olduklarının farkında olmuyorlar. Çevrimiçi kumar oynamak gençlerde depresyona, kaygı ve uyum bozukluklarına, alkol ve madde bağımlılığına, ders başarısında düşmeye düşük benlik saygısına sebep olabiliyor. Bu durum da intihara kadar götürebiliyor” dedi.
EBEVEYNLER DİKKAT: GÜNLÜK İHTİYACI KADAR PARA VERİN!
Ebeveynler çocuklarıyla bu konuda sohbet etmesi gerektiğini hatırlatan Tuncer, aile bireylerine şu uyarılarda bulundu:
“Bu sohbet ahlak dersi vermek şeklinde olmamalı. Çocuklara kumar oynamanın kısa vadede yüksek kazanç gibi getirisi olabileceğini ama uzun vadede mali kayıplar, hukuki, ailevi, sosyal sorunlara sebep olduğunu söylemeliler. Çocuk hangi sitelere giriyor, kimlerle arkadaşlık yapıyor bunlar mutlaka takip edilmeli. Ev içerisinde güvenli internet kullanımı sözleşmesi yapılmalı. Günlük kaç saat internette vakit geçirebilir, hangi sitelere girebilir, hangi oyunları oynayabilir bunlar mutlaka yazılı olarak belirtilmelidir. Ebeveynlerin çocuklarına olumlu bir rol model olmaları ve kumardan uzak durmaları gerekmektedir. Çocuklarına günlük ihtiyaçlarını karşılayacak kadar harçlık vermeleri, çok fazla para vermemeleri, kredi kartı ve ATM kartlarının limitlerini ayarlamaları ve çocuklarının yaptıkları harcamaları kontrol etmeleri gerekmektedir. Çevrimiçi oyunlar, çevrimiçi kumara geçen bir kapı vazifesi görmektedir. Bu nedenle, ebeveynlerin çocuklarının oynadıkları çevrimiçi oyunlar ve oyuna ayırdıkları süre konusunda da dikkatli olmaları gerekmektedir.”
Gökçe KARAKÖSE, Ömer HASAR / İSTANBUL, (DHA)