Sendikaların ortak açıklamasında, "Öğretmenlere karşı uygulanan şiddetin cezasının artırılması, görevi başındaki öğretmene saldıran kişinin tutuklu yargılanması ve özlük haklarımızın iyileştirilmesine yönelik maddelerin Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda güncellenerek yerini almasını ve bir an evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kanun teklifinde bulunulmasını talep ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
Olay, 28 Mayıs'ta Darıca ilçesi Kazım Karabekir Mahallesi İnönü Caddesi'ndeki Ressam Osman Hamdi Bey İlkokulu'nda meydana geldi. İddiaya göre, 1 gün önce 1'inci sınıf öğrencisi 2 kız çocuğunun kavga etmesinin ardından öğrencilerden biri kavgayı babası M.A.'ya anlattı. Ertesi gün okula giden M.A. sınıf öğretmeni Burak Laçin'den çocuğuyla kavga eden öğrenciyi kendisine göstermesini istedi. M.A., Laçin'den olumsuz cevap aldı. Bunun üzerine M.A. okula çağırdığı yakınlarıyla öğretmen Laçin'in üzerine yürüdü. Araya giren öğretmen Mehmet Demir'e de tekme ve yumruklarla saldırıldı. O anlar, cep telefonu kamerasına yansıdı. Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne giden Demir, darp raporu aldı. Şikayet sonrası veli M.A. ile yakınları S.A. ve İ.A., gözaltına alındı. Emniyette işlemleri tamamlanan şüpheliler, dün Gebze Adliyesi'ne sevk edildi. Şüphelilerden İ.A., savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılırken, hakim karşısına çıkan M.A. ve S.A., adli kontrol tedbiri kapsamında 300'er bin TL kefaletle serbest bırakıldı.
'HALA YASAL TEDBİRLER HAYATA GEÇMEDİ'
Sendika temsilcileri, sınıf öğretmeni Burak Laçin ile darbedilen öğretmen Mehmet Demir ve meslektaşları, Darıca ilçesi Çınaraltı Meydanı'nda, olayı protesto etmek için bir araya geldi. Eğitim Bir-Sen, Eğitim Gücü-Sen, Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen Kocaeli Şube temsilcileri ile Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Alper Öğretici'nin katıldığı açıklamanın ardından katılımcılar bu olayların tekrar etmemesi için tepkilerini kalemlerini kırarak gösterdi.
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Alper Öğretici, yaptığı açıklamada, "Geçtiğimiz günlerde vahşice katledilen İbrahim Oktugan öğretmenimizi andık, üzüldük. 'Bu bizim için bardağı taşıran artık son damla' dedik ve tüm eğitim sendikalarıyla birlikte 10 Mayıs Cuma günü ülke genelinde iş bırakarak, 81 ilde eylem yaptık. Konunun muhatabı olan Milli Eğitim Bakanlığı önünde on binlerce öğretmen toplanarak yine konunun muhatabı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde haykırdık ve 'Eğitimciye, öğretmene şiddet için gerekli yasal tedbirleri alın' dedik. 10 Mayıs'tan günümüze, 20 gün geçmesine rağmen hala yasal tedbirler hayata geçmemiştir" dedi.
Eğitimcileri koruyan yasa istediklerini belirten Öğretici, şunları söyledi:
"2 gün önce Darıca'da menfur saldırıya maruz kalan öğretmenimiz için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Bizim derdimiz bugün Burak öğretmenimize yapılan, yarın Ordu'da Ayşe öğretmene, İzmir'de Mehmet öğretmene, Urfa'da Hasan öğretmene yapılmasın diyedir. O yüzden gösterdiğimiz bu birlikteliği çok önemsiyoruz. Hiçbir sendika ayırt etmeksizin tüm arkadaşlarımızın, tüm meslektaşlarımızın burada durmasını ve hep birlikte 'Eğitimde şiddete hayır' demesini çok önemsiyoruz. Biz öğretmenler günün sadece bir gününde yani 24 Kasım’da eli öpülesi olup, kıymet verilip, baş tacı edilip, süslü cümlelerle kutlanmak istemiyoruz. Bizler gerçekten değer verilen, eğitime ve eğitimcileri koruyan, gerçekten yasa istiyoruz."
'CEZAİ VE HUKUKİ TEDBİRLERİN EN SERT ŞEKİLDE ALINMASI ELZEMDİR'
Sendikaların ortak basın açıklamasını okuyan Eğitim Bir-Sen Kocaeli Şube Başkanı Şahin Yaşlık, “Öğretmenlerimize ve olay anında sınıfta bulunan öğrencilerimize yaşatılanlar, görmezden gelinebilecek ve cezasız kalabilecek sıradan olaylar değildir. Eğitimciler her fırsatta itilip kakılacak, sahipsiz bırakılacak bir pozisyonda hiç değildir. Bu şiddet eylemlerindeki artışta, şiddete başvuran kişilerin, 'Yaptığım yanıma kar kalıyor' düşüncesinin ve bunu haklı çıkaran yasal düzenleme ve uygulamaların büyük rolü vardır. Toplumdaki şiddeti eğitimle yok etmenin hesabını yaparken, şiddeti eğitimin içine sokmaya davetiye çıkaran uygulamaların kabul edilebilir bir yanı yoktur. Eğitim çalışanlarına karşı eğitim-öğretim kamu hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin en sert şekilde alınması elzemdir. Eğitim çalışanları, kendilerine yönelik şiddet olaylarına karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesini acilen talep etmekte ve beklemektedir" ifadelerini kullandı.
"Bizler artık güvenliğimizi birilerinin merhametine bırakmak istemiyoruz" diyen Yaşlık, "Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin başta olmak üzere bütün yetkililere sesleniyoruz; öğretmenlere karşı uygulanan şiddetin cezasının artırılması, görevi başındaki öğretmene saldıran kişinin tutuklu yargılanması ve özlük haklarımızın iyileştirilmesine yönelik maddelerin 'Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda güncellenerek yerini almasını ve bir an evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kanun teklifinde bulunulmasını, her isteyenin şikayette bulunduğu ve bunun soruşturmaya çevrildiği CİMER'in kapatılmasını, bunun yerine şiddeti eğitimle yok etmeye, çocukların kalbine sevgi, saygı, adalet, eşitlik, hoşgörü aşılayan, özveriyle çalışan, öğrencilerini kendi çocukları gibi benimseyen, koruyan, geliştiren öğretmenlerimizi takdir ve teşekkür edebileceğimiz bir platform oluşturulmasını talep ediyoruz" diye konuştu. (DHA)