Türkiye'nin eğitim sistemi ne yazık ki, dinci ve gerici bir müfredata dönüştü. Talim ve Terbiye Kurulu yeni müfredatı onayladı. Üzerinde hiç tartışma olmadı. Fikir sahibi olanlar, bilgisi bulunanlar dinlenmedi. Eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşları dışlandı.
Türk toplumu, gelecek nesilleri yetiştirecek dinci- gerici eğitim müfredatına birkaç cılız ses dışında, adeta sessiz kaldı. İstilacılar, mülteciler, hırsızlar, tacizciler, katiller sokaklarda rahatça gezerken, duyarsız topluma ne verirsen o gidiyor.
Karanlık bir eğitim müfredatını örtbas etmek, gizlemek, toplumdan kaçırmak için ellerindeki medya gücünün yayınlarını başka tarafa çevirmek de trajikomik bir durum.
PARALEL EĞİTİM
Öncelikle vakıflara, sözde tarikatlara, dini kisveli derneklere bir kapı açılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan her türlü destek sağlanıyor, işbirliği olanakları sunuluyor, formasyon eğitimi olmayan birilerine MEB okullarında din ve ahlak bilgisi derslerinde öğretmenlik olanağı veriliyor. Bir anlamda paralel eğitim yasal hale geliyor.
Anayasaya ve yasalara aykırı olan bu durumda, din ve çocuk istismarı olağanlaşıyor. Yabancıların Türkiye'de okul açmaları ve yabancı kökenlilerin eğitim almaları, Milli Eğitim Bakanlığı'nın kontrolünde yapılması gerekiyor.
Bu duruma bir günde gelinmedi. Yıllar süren, adım adım ilerleyen yerleşme çabaları olurken, aydınlar, politikacılar, sivil toplum kuruluşları başka konularla meşgul oldu. Bugünkü noktada her birimizin belirli sorumluluğu var.
GÜZEL İŞLER VAR
Her şeye rağmen eğitim sisteminde çok güzel hareketler de oluyor. Kadıköy Anadolu Lisesi öğrencileri, okulun geleneksel yatılı ve gündüzlü takımlarının maçını oynamak istiyor. Okul müdürü, öğrencileri okuldan kovmakla tehdit ediyor ve maça izin vermiyor. Liseli gençler, yıl sonundaki diploma törenini bekliyor. Okul müdürü kürsüde konuşmaya başlayınca, öğrenciler topluca ayağa kalkıyor ve sırtlarını dönerek müdürü protesto ediyor.
Ne muhteşem bir gösteri. Akıl dolu bir protesto. Bu harika eylemin, okullarda bir dersi yok. Yasakla, engelle hiçbir yere varılamaz. Bu öğrencilere dinci-gerici müfredat da vız gelir. Bu gençlere ancak selam durulur ve eylemi alkışlanır.
YENİ BİR ANAYASA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mevcut anayasanın yeni Türkiye'yi taşıması mümkün değil. Yeni bir anayasaya ihtiyacımız var" diyor. AKP'nin Anayasa değişikliği için 360 milletvekili bulması gerekiyor.
Ankara kulislerine göre AKP, yeni milletvekili transfer etmek için düğmeye bastı. 315 milletvekili olan AKP, seçimde CHP kontenjanından meclise giren Saadet, Gelecek, Deva, Demokrat Parti milletvekillerine kancayı taktı. CHP'nin meclise taşıdığı farklı partilerden milletvekilleri iktidar olanaklarının cazibesi nedeniyle AK Parti'ye geçebilir.
Cem Yılmaz'ın repliği aklıma geldi: "Eğitim şart." Yeter ki, dinci- gerici eğitim olmasın.