Erdoğan 2002 yılında iktidara gelirken, şöyle konuşuyordu:
"Yoksul halk çöpten rızık, pazardan atık topluyor. Meydanlar, açız diye bağırıyor. Ev kirası, elektrik, su, doğalgaz faturası ödenemiyor. Halkın yüzde 25'i açlık yüzde 50'si yoksulluk sınırının altında yaşıyor."
O günlerde Erdoğan, "Ülkeyi bu hale mevcut hükümet getirmiştir" diyordu.
22 yıl geçti ve bugün ülkede aynı koşullar devam ediyor. AKP bu sürede tek başına iktidardı. Hükümet kurdu, yasalar yaptı, yönetmelikleri değiştirdi. Yandaşlarından 3 çocuk istedi.
Bugünlere geldiğimizde Erdoğan, "Nüfusun kendini yenileme eşiğinin altında kaldığını" söylüyor. Erdoğan, "Bu Türkiye açısından var oluşsal bir tehlikedir ve tehdittir, felakettir. Üç çocuk tavsiyemizden dolayı pek çok kez eleştiriye uğradık. En az 3 çocuk çağrımızın önemi bugün daha iyi anlaşılıyor" diye tezini savunuyor.
KEMİK OYLARI ERİDİ
Bugün, bırakın 3 çocuk yapmayı yoksulluk, işsizlik, geleceğe güvensizlik nedeniyle insanlar evlenemiyor. Kredi kartları ile mutlu günleri sürdürme çabası da elden gitti. Alışverişte taksit koşuşları zorlaştı. Maaşlar kiraya yetmez oldu. Enflasyon yüksek oranlı sarmala girdi.
Yıllarca AKP'yi destekleyen kitle, karşı tarafa geçti. AKP tabandaki seçmenini kaybetti. Yüzde 51 kemik oy kitlesi, artık yok. İktidarı kaybetme endişesi ilk yerel seçimde gerçek oldu ve AKP, ikinci parti konumuna geriledi.
Savaş sonrası Iraklı ve Suriyeli mülteci, göçmenlere sahip çıkarak oluşturulan, "AKP'li devşirme modeli" bir süre sonra Afgan ve Afrikalılar ile farklı boyuta dönüştü. Son olarak İngiltere'nin sınır dışı ettiği Ruandalılar "potansiyel vatandaş" ihtimaliyle ülkeye konuk olmaya başladı. Uçaklar dolusu Ruandalı geliyor, Kenyalı ve Somalili de artık Türkiye'ye akın ediyor.
BABALAR GİBİ SATIŞ
Türkiye topraklarından 14.11.2023 tarihi itibarıyla, 28 milyon 318 bin 836 metrekare yabancılara satılmış. Yabancı 118 firmaya 593 maden ruhsatı verilmiş. AKP iktidarının ilk Maliye Bakanı Kemal Unakıtan "babalar gibi satarız" demişti.
Yabancılara toprak satışı kanununda değişiklik yaptılar ve babalar gibi satıyorlar.
Iraklılar 34 bin 432 mülk sahibi olarak ilk sıradalar. İkinci sırada 27 bin 264 mülk ile İranlılar geliyor. 22 bin 750 mülk ile Ruslar üçüncü. Almanlar, Suudiler, İngilizler, Kuveytliler, Afganlar, Azeriler ve Ürdünlüler ilk on sırayı tamamlıyor. Toplam olarak 263 bin 201 taşınmaz konut, mesken, iş yeri satıldı. Bu 10 ülkenin vatandaşları yüz hektar toprak aldılar.
Arazilerimiz, madenlerimiz yabancılara satılıyor. 20 milyon mülteciden parası yetene vatandaşlık da satılıyor. Yıllardır babalar gibi satıyorlar.
VİZE KRİZİ BÜYÜYOR
Yabancılara toprak ve diğer satışlar, Türkiye için bir güvenlik sorunu görülüyor. 2022 yılı rakamlarıyla 25 milyon metrekare gayrimenkul, 30 milyon hektar toprak satıldı, 152 ülke vatandaşlarının tapulu malı oldu.
Tarım Bakanı, "Türkiye'nin 2050 yılındaki nüfusu 105 milyon. Gelecek bir o kadar misafirimizi de düşünürsek 210 milyon. Bu nüfusun gıda ve ihtiyacını karşılamamız gerekecek" diyor.
Türkiye'ye yönelik vize krizi büyüyor. Schengen vizesi verilmeyince turistik turlar iptal ediliyor. Seyahat acentaları zor günler geçiriyor. Bazı şirketler batma noktasına geliyor.
Acilen "mütekabiliyet" uygulanmalı ve Türkiye'ye yabancıların vizesiz girişleri önlenmeli. Ülkemiz adeta yol geçen hanına döndü. Sığınmacılar, göçmenler gitmeden hiçbir ülke Türklere vize vermeyecek.
Can sıkıcı tüm bu gelişmeler nedeniyle tehlikenin farkında mısınız?