Benim hassas olduğum bazı değerler vardır.
Cumhuriyet…
Laiklik…
Ve bu iki değeri bize kazandıran Atatürk…
Antalya Valisi Ersin Yazıcı’ya bu çerçevede birkaç lafım olacak.
Sayın vali, Devlet Övünç Madalyası ve Tevcih Töreni’nde şehit yakınları ve gazileri ağırladı.
Törende tugay komutanı vardı…
İl jandarma komutanı vardı…
İl emniyet müdürü vardı…
Vali beyin yaptığı ve medyaya servis edilen konuşma metninde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı.
Şehitler vardı…
Gaziler vardı…
Vatan vardı, millet vardı…
Yazılan bir destan vardı…
Bayrak vardı, ana vardı, yar vardı…
“Bu ülkenin tapusu kanla imzalandı” dedi sayın vali, yani savaş vardı…
Şanlı ordumuz vardı, kahraman polisimiz de vardı.
Bir tek kim yoktu sayın valinin geçilen konuşma metninde biliyor musunuz?..
Şehitlerin arkadaşı, yoldaşı, gazilerin atası, bu cumhuriyeti kuran, kanla imzalanan ülke tapusunun asıl sahibi olan, şanlı ordumuzun başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk yoktu.
Evet, konuşmasının tek satırında yoktu…
Peki, olsa ne olurdu?..
Şehit yakınlarını ve gazileri ağırladığınız böyle bir günde, iki kelime ile en büyük gaziyi ansanız ne eksilirdi?..
Sayın valim, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu, ‘Atatürk’ demeyi kendine zül saydığı için nasıl şiddetle eleştiriyorsam, sizi de bu konuşmanızda Atatürk’ün adını anmadığınız için eleştiriyorum.
Ha, siz konuşmanızda Atatürk’ten bahsettiniz de, basın servisiniz o bölümü keserek verdiyse bu daha da vahim…
Durun daha bitmedi…
Şimdi de törenin yapıldığı mekana bir bakalım…
Madalyaların takdim edildiği sahnenin bir yanında Türk bayrağı ve bir yanında da Atatürk portresi var.
Her şey yerli yerinde gayet güzel…
Ancak, konuşma yapacağınız kürsü kurulurken, duvardaki Atatürk resminin önü bez afiş ile kapatılmış.
Yani sizin yaptığınız konuşmayı akşam televizyon ekranlarından izleyecek olanlar veya siz kürsüdeyken çekilen fotoğrafları ertesi gün gazetelerde görecek olanlar, arka plandaki Atatürk’ü fark etmeyecekler bile...
Niye?..
Bir işgüzar, çok lazım gibi, üzerinde ‘Antalya Valiliği’ yazan o bez afişi getirip Atatürk resmi ile sizin aranıza koyduğu için…
O işgüzar kimse çağırın kulağını çekin…
Bilerek yaptıysa da cezasını kesin…
Ve ona deyin ki; “Bak evladım… Ben bu makamlara geldiysem, ülke cumhuriyetle yönetildiği için geldim. Bu cumhuriyeti kuran, herkese eşit eğitim hakkı, yurttaşlık hakkı veren Atatürk sayesinde okudum, vali oldum. Bir daha böyle yanlışlar yapmayın. Çünkü, Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir.”
SAYIN REKTÖR VE ATATÜRK FOTOĞRAFI
Laf açılmışken ve konu da benzerlik taşıdığı için Akdeniz Üniversitesi’ni es geçmeyeyim…
Bazıları, ‘Taktın sayın rektöre’ diyecekler…
Alakası yok…
Vali beyin olayı ile aynı güne denk geldiği ve onun da konusu Atatürk olduğu için yazıyorum.
Bu fotoğraf, Akdeniz Üniversitesi’nden dün servis edildi.
Yani, biz gidip çekmedik.
Ayarlarıyla oynamadık.
Aynen alıp burada yayınlıyorum.
Rektör Özlenen Özkan, bir heyeti kabul etmiş… Maskeler takılmış, sosyal mesafe ayarlanmış her şey gayet güzel…
Ama hemen arkasında asılı çerçeveye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Ne görüyorsunuz orada?..
Boş bir çerçeve…
Daha doğrusu parıl parıl parlayan bir çerçeve…
Oysa o çerçevenin içinde harika bir Atatürk portresi var.
Fakat, bu fotoğrafı çeken her kimse buna dikkat etmemiş.
Basmış flaşı, patlatmış çerçevenin üzerine ışığı…
Sonuç; boş bir çerçeve görüntüsü…
Atatürk sanki buhar olup çerçeveden uçmuş…
Üniversite gibi bir kuruma yakışmamış tabi…
Halbuki, kim çekmişse bu görüntüyü, flaşı direkt yüze vuracağına, tavana çevirip patlatsa o tablodaki Atatürk aynen yansırdı o fotoğrafa…
Neyse, koskoca iletişim fakültesinin olduğu üniversiteye buradan nasıl fotoğraf çekilir dersi verecek değilim.
Aman hocam, siz siz olun dikkat edin…
Dost var, düşman var.
Elin ağzına laf vermeyin…
Bu uyarıyı dostane kabul edin…
Kim çekmiş ise o fotoğrafı, bir hoca hassasiyetinde kulağını bir güzel çekin…
Ve ona deyin ki; “Ben bu makamlara geldiysem, cumhuriyetin sayesinde, onu kuran ve kadınlara özgürlüklerini veren Atatürk’ün sayesinde geldim… Bir daha böyle yanlışlar yapmayın. Çünkü, Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir.”
ahishavi 19 Eylül 2020 Cumartesi 09:09
|
zararsız 18 Eylül 2020 Cuma 22:12
|
Vefa 18 Eylül 2020 Cuma 15:30
|
Okur 18 Eylül 2020 Cuma 15:27
|
Mesut Mutlu 18 Eylül 2020 Cuma 12:45
|
taş 18 Eylül 2020 Cuma 12:23
|
... 18 Eylül 2020 Cuma 11:23
|