Antalya'nın tartışmalı adayı: Cem Kotan...

CHP’nin Konyaaltı için Cem Kotan’ı belediye başkan adayı yapması eleştiriliyor.

Eleştirinin de ötesinde iş iyice çığırından çıkmışa benziyor.

Açıkça söyleyeyim, ben bir dönem daha CHP’nin Konyaaltı’nda Semih Esen ile devam etmesini isterdim.

Ama olmadı.

Kim ne derse desin, Semih Esen son CHP Kurultayı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’na açık destek verdiği için üstü çizildi.

Veya, bir kadın aday olacaksa, büyükşehir dahil, ilçe belediye yönetimlerinde yer almış tecrübeli bir isim Sebahat Çevik olsun isterdim.

Ama o da olmadı.

Ne Semih Esen, ne de Sebahat Çevik, CHP Parti Meclisi’nin almış olduğu Cem Kotan kararını kamuoyu önünde tartışmadılar, tartıştırmadılar.

Onlar için kol kırıldı, yen içinde kaldı.

Cem Kotan’ın paraşütle geldiğini söyleyen aday adaylarından Büşra Özdemir ise partisi CHP’ye en çok feveran eden isimlerden biri oldu.

PM’nin toplandığı ve Cem Kotan isminin açıklandığı gün genel merkezi birbirine kattığı söyleniyor.

Fakat bakıyorum, asıl siyasete paraşütle gelen bizzat kendisi…

Babası Şefik Dirgen Konyaaltı ilçe başkanı olmasaydı, kendisi 26 yaşında meclis üyesi  seçilebilir miydi?..

Babası, Muhittin Böcek’in kankası olmasaydı, büyükşehirde encümen üyesi veya başkan vekili olup o genç yaşta başkanın makam koltuğunda oturabilir miydi?..

Ya kocası…

O Şefik Dirgen’in kızı, Şefik Dirgen de Muhittin Böcek’in dostu  olmasaydı, kocası Behiç Özdemir paraşütle Antalya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı olur muydu?..

Sanmam…

Cem Kotan’ı tanımam, dostluğum, telefonla görüşmüşlüğüm, hatta ortak arkadaşım dahi yoktur.

Kısaca onunla ilgili bildiğim, yapılan itirazlarda dile getirilenler.

Ama şunu iyi biliyorum, Cem Kotan’ın Konyaaltı’na paraşütle geldiğini söyleyenler aynı itirazı Semih Esen aday gösterildiğinde bu kadar yoğunlukta yapmamışlardı.

Cem Kotan, “Antalyalı değil, Sivaslı” diyen CHP’liler, bu itirazlarını Kahramanmaraşlı Semih Esen, Çorumlu Mustafa Akaydın veya Manisalı Süleyman Evcilmen belediye başkan adayı yapıldıklarında bilmiyorlar mıydı?..

Bal gibi biliyorlardı…

“Bir Sivaslı nasıl aday gösterilir?” diyen CHP’lilerden bazıları, Almanya’nın Wilhelmshaven kentinde doğan Barış Atay, Antalya’dan TİP adayı olduğunda gidip oy vermediler mi?..

Hem de binlerce CHP’li verdi…

TİP’in sadece Konyaaltı’ndan yüzde 8.66 oranında oy alması CHP’lilerin oyları olmadan mümkün müydü?..

Madem TİP’ten açıldı laf, şunu da söyleyeyim…

Misal, Can Atalay…

Eğer şehitlerimiz olmasaydı, CHP, Konyaaltı’ndan da otobüs kaldıracak ve Can Atalay için dün Ankara’da düzenlenecek mitinge partilileri götürecekti.

İstanbul doğumlu Can Atalay’ın Hatay’dan milletvekili seçilmiş olmasına aldırış bile etmeyeceklerdi…

Can olunca durum böyle de Cem olunca durum niye farklı?..

Elmalı’da adı bazı skandallara karışmış mevcut başkan Halil Öztürk’ün İyi Parti’den CHP’ye katılıp aday gösterilmesine sesiniz çıkmıyor ama Gezi olayları ve Halkevleri’nin elektrik, su gibi meselelerde hak arama eylemlerine katılan CHP’den başka partiye üye olmamış Cem Kotan’a avazınız çıktığı kadar bağırıp çağırıyorsunuz öyle mi?..

Aksu’da, Ak Parti, MHP, Demokrat Parti dahil bir sürü partiden belediye başkanlığı yapmış sağ kökenli İsa Yıldırım’a CHP’den aday yapıldığı için gıkı çıkmayanların gücü Cem Kotan’a yetiyor anlaşılan…

CHP’nin 19 ilçeden 15’inin adaylarını açıkladığı listeye bir bakın…

En az 4 veya 5 belediye başkan adayı, Ak Parti, İyi Parti, MHP veya Demokrat Parti’de siyaset yapmış, özünde sağ kökenli siyasilerdir.

Cem Kotan’a karşı çıkanlar şu konudaki eleştirilerinde haklıdırlar.

Aday başvurusunu ilçeye veya Antalya’da il örgütüne yapmamıştır.

Adaylaşma sürecini Konyaaltı’nda sürdürmemiş, Ankara’da ilişkilerini kullanarak gerçekleştirmiştir.

Ama şu var…

PM isterse, aday adaylığı başvurusu olmadan istediği kişiyi istediği yerde aday gösterebilir.

Misal; Ümit Uysal…

Muratpaşa’dan Sultan Yeğen’in adaylığı elinden alınınca, hiçbir başvurusu olmayan Ümit Uysal aday yapılmadı mı?..

Şimdi, Konyaaltı’dan aday adayı olup Cem Kotan’ın aday yapılmasına şiddetle itiraz eden CHP’lilere soruyorum.

Cem Kotan’ın yerine bir an için kendinizi koyun…

Genel merkezden sizi arasalar, “Sizi aday yapacağız” deseler, “Ama ben başvurumu yapmadım” veya “Ankara’dan yaptım, diğer arkadaşlara ayıp olur” diye itiraz eder, teklifi kabul etmez misiniz?..

Ya da, “Ben Gezi olayları sırasında sokağa çıktım, taş attım, ateş yaktım” veya “Ben Halkevleri’nin elektrik ve su zamları gibi protesto eylemlerine katıldım” diyerek adaylığı elinizin tersiyle iter misiniz?..

Kesinlikle kabul edersiniz…

Neymiş, Sivas milletvekili bilmem kim, Cem Kotan’a destek olmuş…

CHP’li bir milletvekili sizin önünüze düşseydi, elinizden tutsaydı, sizi aday göstermek için genel merkezde kulis yapsaydı, “Hayır mı?” derdiniz?..

Ben sadece Konyaaltı’nda Cem Kotan’a itiraz edenlerin değil, Antalya’daki bazı aday adaylarının eski-yeni hangi vekillerle, eski genel başkanlarla bu tür ilişkiler içine girdiğini çok iyi biliyorum.

Bence sorun, “Ben olmadım da, neden o oldu?” deyip, itiraza bir kılıf bulmak, mazeret üretmektir.

Antalya artık kozmopolit bir kenttir, Konyaaltı da artık İstanbul’un Kadıköy’ü veya Ankara’nın Çankaya’sı gibi bir ilçedir.

Muratpaşa’nın mikro milliyetçiliği, mezhepçiliği aştığı gibi yarın Konyaaltı, sonra Döşemealtı ve belki de bir sonraki seçim de Kepez aşacaktır.

Bu büyümeyle, bu durum kaçınılmaz hale gelmiştir.

Onun için CHP büyükşehiri kazanmak istiyorsa, acilen toparlanmalı, bu meseleleri kendi içinde aşmalıdır.

Cem Kotan, CHP’nin şu ana kadar açıkladığı isimler içinde belediyede taşeron işçisi olarak çalışan, Antalya’nın en ‘fakir’ belediye başkan adayıdır.

Beni en çok şaşırtan da, Cem Kotan’ın aday olmasını istemeyenlerin fakirliğini bile itiraz konusu yapmalarıdır.

Bu ülkede, belediye başkanı olmak için zengin de olmak gerekiyor demek ki…