Antalya felaketi yaşarken onlar bakın neredeymiş...

Rakamlara bakarsak, Antalya’da yaşanan sel felaketi öyle böyle değil…

Felaket veya afet lafları bile az kalıyor.

Sadece Kepez’de 24 saatte metrekareye düşen yağış miktarı 372 kilogram.

Muratpaşa ‘da 277, Döşemealtı’nda 69 kilogram…

O gün 112’ye gelen ihbar sayısı 5 bin…

Bunun 2 bin 493'ü su basmasıyla ilgili…

Bunları ben söylemiyorum, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu söylüyor…

Sonuçta, Halil Yıldız adlı bir vatandaş kavşakta balçık içinde can veriyor.

3 vatandaşımız yaralanıyor.

Tarımsal alanda 211 çiftçinin 1200 dekarda sera zararı var.

Köylünün hayvanları telef olmuş…

Kepez Devlet Hastanesi’ni su basmış…

Kamu binalarından öğrenci yurtları, okul binaları, bazı semt poliklinikleri sular altında…

Maddi ve manevi yıkım büyük…

Böylesi bir felakette hükümet adına tek bir siyasi sorumlu ortada yok.

Antalya’nın eski valisi, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu’da AFAD’dan sorumlu bir bürokrat olarak gelmese yanmıştık.

Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ve Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal sahada…

Seçim çalışmalarını bırakmışlar, selle ilgileniyorlar…

Aday olamayan belediye başkanları zaten ortada yok…

Antalya’da bir sel, yani iklim felaketi yaşanmış, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki kayıp…

9 işçinin toprak yığını altında kaldığı Erzincan’a bile gitmemiş ki buraya gelsin…

Anlaşılan Erdoğan, Sisi ile görüşmek için Mısır’a gidince bakanların eli ayağına dolanmış, gidelim mi, gitmeyelim mi diye tereddüt içinde kalmışlar.

Misal; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Antalya’yı siyaseten emanet ettiği Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy o sırada Ankara’da…

Sel günü Antalya’da onu arıyor gözlerimiz.

Peki o ne yapıyor?..

Ankara’dan Zonguldak’a gezici kütüphaneyi uğurluyor.

Peki sonra koşa koşa Antalya’ya mı geliyor?..

Hayır…

Oradan Aydın’a gidiyor.

Kuşadası’nın turizmde geleceğini konuşuyor.

Sonraki gün de Didim’e geçiyor.

Antalya’nın tek bir bakanı var ve kendisi bu kentte doğmasa bile babadan, atadan Antalyalı…

Sel olmuş, bitmiş, hala yaralar sarılmaya çalışılıyor ama Antalya’nın yandan bakanı ortada yok.

Demek ki Antalya’da doğmayınca, Antalya’da yaşamayınca Antalyalı bakan olunmuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hadi sen Antalya’dan sorumlusun” deyince de bu iş olmuyor.

İnsanın içinden gelmesi lazım.

Sayın bakan, ‘Sel, turizm sektörünü etkilemedi, beni ilgilendirmiyor’ diye mi düşünüyor acaba?..

Hadi o öyle düşünüyor diyelim…

Peki, ya Antalya’da doğan, büyüyen, ekmeğini yiyen, siyasette hala bu kent sayesinde varlığını sürdüren eski bakan, yani Mevlüt Çavuşoğlu selin olduğu gün neredeydi acaba?..

Öyle ya, eski bakan ama aynı zamanda Antalya’nın da milletvekili…

Dışişleri Bakanlığı görevinden alınınca, ayrılması ani şok etkisi yaratmasın diye kendisine bir görev yaratıldı…

Bu görev sayesinde eskisi kadar olmasa da yine yurtdışında geziyor, anılarını tazeliyor.

Ama işe bakın ki o gün tesadüfen Antalya’da…

Manavgat ve Serik’te Ak Partili adaylarla siyaset yapıyor.

Eski bakan, ‘Antalya sevdamız bitmeyecek’, ‘Antalya’mıza hizmet bize şereftir’ mesajlarını twitter (X) hesabına sabitlemiş ama fiziken selin yakınından bile geçmiyor.

Bırakın Antalya merkezine gelmeyi, selin vurduğu Serik’te geziyor,  hemen dibindeki selin vurduğu Aksu’da tek bir tarım alanına, seraya bile uğramıyor.

Ne o gün, ne de ondan sonraki gün Antalya merkeze gelmiyor.

Selden haberi mi yok diye düşünüyorum.

Çünkü, sıkı bir takipçisi olduğu Alanyalı kankası Mehmet Ali Dim’in gazetesinin birinci sayfasında, Antalya’da 1 kişinin öldüğü sel felaketinden tek satır haber yok.

Burdur’un Yeni Gün Gazetesi, “Komşumuz Antalya’da sel felaketi” menşetiyle çıkmış, kendisini küresel gazeteci zanneden Alanyalı beyefendinin Yeni Alanya Gazetesi’nin gözünde Antalya yok hükmünde…

Onlar için varsa yoksa Alanya…

Şu Alanya il olsa da Antalya’dan kurtulsak mı diye düşünüyorlar acaba?..

Hep beraber dua edelim de, dileklerine kavuşsunlar bari…