İhsaniye'ye bağlı Beyköy'de 1878 yılında keşfedilen ve Luvi dilinde yazıların bulunduğu 3 bin 200 yıllık yazıt, ilk kez deşifre edildiği 2017 yılında gündeme geldi. Bronz çağından kalan en eski yazıları içerdiği ve kireç taşına işlenen yazıtın bronz çağı krallığı Mira'nın Kralı Kupanta- Kurunta'nın emriyle M.Ö. 1190'da hazırlandığına inanılırken, 1878'de ortaya çıkarılan yazıtı dünyada antik Luvi dilini okuyabilen 20 kişiden 1'i olan Dr. Fred Woudhuizen çevirdi. Fransız arkeolog George Perrot tarafından kağıda kopyalanan, 35 santim yükseklik ve 10 metre uzunlukta olduğu belirtilen yazıtın, köydeki caminin temelinde inşaat malzemesi olarak kullanıldığı belirlendi.
Dünyada yalnızca birkaç kişinin okuyabildiği Luvi dilinde yazılmış bu metnin kopyasının İngiliz arkeolog James Mellaart'a ondan da 2012 yılında Hollandalı dil bilimci ve Luvi dili uzmanı Dr. Eberhard Zangger'e geçtiği tespit edildi. Kopyayı inceleyen Zangger, metnin Batı Anadolu'dan gelen Luvi halkının, Doğu Akdeniz'de tunç çağının sona ermesinde rol oynayan işgalci deniz kavimleriyle birlik olarak tunç çağının sonlanışına katkı sağladığı anlamını içerdiğini açıkladığı kaydedildi.
'KAZI YAPILMASIN' TAVSİYESİ
Yaklaşık 3 yıl önce yeniden gündeme gelen bu yazıtın bulunması için çalışma yapılması kararlaştırıldı. Dönemin yetkilileri bölgeye giderek inceleme yaptı. O dönem DHA'ya özel açıklamada bulunan ve bölgede daha önce kazı çalışmaları yapan Prof. Dr. Hatice Gonnet Bağana ise taşın bulunması için kazı yapılmaması tavsiyesinde bulunmuştu. Bağana, "1979- 1980 yıllarında Afyon Beyköy'de çalıştım. İki arkadaşımla birlikte çeşitli çalışmalar yaptık. Bulduklarımızı da bir bildiri olarak yayımladık. Bütün bu çalışmalarımın bilgi ve bildirilerini, yayınlarımı Koç Üniversitesi'ne verdim. Orada tüm araştırmacılara açık bir şekilde duruyor. Ben zamanında Beyköy ve çevresindeki birçok yeri taradım. Şimdi ne bulacaklar? Geçen yüzyılda 1878 tarihinde bir İngiliz bir taş buldu. Ben de o taşı aradım ancak bulamadım. Beyköy civarında Hitit unsuru olarak hiçbir şey yoktur. Beyköy ve çevresindeki bulgular Hitit çağı sonrası yani demir çağıdır" demişti.
'HÖYÜKTE ARAYIN'
Söz konusu taşın, Beyköy Camii'nin temelinde kullanıldığı yönündeki haberlere inanmadığını vurgulayan Prof. Dr. Bağana, "Yeni bir arayış içine girilecekse girilsin ancak bulacaklarını sanmıyorum. Caminin temelinde o taşın bulunacağından emin değilim. Kimsenin çalışmasına engel olmak istemem ancak kazı yapılacaksa camiden ziyade Beyköy'de bulunan höyükte kazı yapılması gerekir. Bizim yaptığımız araştırmada biz de höyükte çanak çömlek bulduk ama taş bulamadık. Caminin altında ne arıyorsunuz? Şimdi bir kazı yapılacaksa bu höyükte kazı yapılmasını tavsiye ederim" demişti.
Bu dönemin ardından yazıta ilişkin inceleme çalışmalarının devam ettiği ve kazı çalışması yapılmasının beklendiği belirtildi.
Öte yandan yazıtın bulunduğu söylenen caminin dış duvarının yanında, üzerinde çeşitli sembollerin yer aldığı ve çeşme olduğu değerlendirilen kalıntılar ile caminin karşısında, üzerinde Farsça ya da Osmanlıca olduğu değerlendirilen yazılar bulunan köy çeşmesinin de yer aldığı görüldü.
Özgür ÖZTÜRK/AFYONKARAHİSAR, (DHA)