Kayseri'nin Felahiye ilçesindeki Darılı Mahallesi'nde yaşayan Hüseyin Ozan (64), 1984 yılında askerden geldikten sonra babası Hasan Ozan'a evlenmek istediğini söyledi. Babasının parası olmadığı gerekçesiyle evlenediremeyeceğini söylediği Hüseyin Ozan, buna kızıp, evi terk etti. Ailesi, Hüseyin Ozan'dan bir daha haber alamadı. Geçen sürede Hüseyin Ozan'ın babası Hasan ve annesi Fatma Ozan, hayatını kaybetti.
Evi terk ettikten sonra Tekirdağ'da yaşamaya başlayan Hüseyin Ozan, geçen 17 Kasım'da Süleymanpaşa ilçesindeki Aydoğdu Mahallesi'nde bulunan inşaat halindeki dairede ölü bulundu. Bölgede 'kimsesiz' olarak bilinen ve sıva ustası olduğu öğrenilen Hüseyin Ozan'ın, kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. Tekirdağ jandarması, Hüseyin Ozan'ın kimliğinden yola çıkarak, Felahiye ilçesinde yaşayan kardeşlerine ulaştı. Acı haberi alan ikiz kardeşi Gülseren Karacaoğlan, yıllardır hasretini çektiği ikizine hastanenin morgunda kavuştu. Cenazeyi 3 kardeşiyle birlikte teslim alan Karacaoğlan, ikizi Hüseyin Ozan'ı, annesi Fatma ve babası Hasan Ozan'ın mezarlarının yanında toprağa verdi.
'ANNEM 35 YILLIK HASRETİNE KAVUŞTU'
Evli 4 çocuk annesi Karacaoğlan, Tekirdağ'da bulunan jandarmanın kendileriyle iletişime geçtiğini belirterek, "Jandarma bize 'Hüseyin Ozan morgumuzda yatıyor. Sen ablasıymışsın. Annesi ve babasını arıyoruz' dediler. Ben de 'Anne ve babamız öldü, ben yaşıyorum. Ben oralarda ölüsünü koymam, sırtıma sarar getiririm. Sağ iken göremedim ölüsünü göreyim' dedim. Onlar da gelmemi söylediler. 3 kardeşim ile beraber gittim" dedi.
35 yıldır kardeşini aradığını ifade eden Karacaoğlan, "Her yere gittim; ama bulamadım. Kardeşimi sormadığımız yer kalmadı. Morga kardeşlerimle gittik. Kardeşim morgda, 'Abla! Ağabeyim' dedi. Bende baktım ve kardeşimi tanıdım. Kardeşimi morgdan aldım ve kendi suyumla yıkadım. Annemin yanına da defnettim. Annem 35 yıllık hasretine kavuştu" diye konuştu.
'YILLARCA HASRET ÇEKTİM'
İkiz kardeşi Hüseyin'i tanıyanlarla görüşmek istediğini söyleyen Karacaoğlan, "Ben, kardeşimi gören duyan vatandaşlara sesleniyorum. Hepsi de benim telefonlarıma baksın. Biz 35 senedir yandık. Bir tane 'alo' desinler. Bu adam nerede yattı, ne yaptı bilmek istiyoruz. Kardeşimin ölüsünü bulunca çok mutlu oldum. Hem sevindim, hem de ağladım. Yıllarca hasret çektim. Annem ve babam da bunun için öldü. Kendisi hiçbir not bırakmamış. Cüzdanı ayak altında dolaşıyordu. Onun yanına varınca hayatım değişti. Kaldığı yerin penceresi yoktu" dedi.
Olcay DÜZGÜN-Muhammed KISIR/KAYSERİ, (DHA)