Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi İnme Ünitesi ve Nöroloji Yoğun Bakımı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, inmenin beyin damarlarının tıkanması ya da beyin kanamasına bağlı olarak meydana geldiğini söyledi. Topçuoğlu, tansiyon, şeker hastalığı, obezite, sigara, alkol, kolesterolün yüksek olması, egzersiz yapmama gibi risk faktörlerinin birikerek damar sertliğine yol açıp inmeye sebep olduğunu ifade etti. Topçuoğlu, "Bir operasyon döneminde ilaçların azaltılması ve operasyonun yarattığı stres tetikleyici faktördür. Koronavirüs bir tetikleyici faktördür. Biz bunu influenzadan yani mevsimsel gripten çok net olarak biliyoruz ki mevsimsel grip risk faktörü olan hastalarda inmenin tetiklenmesi için bir risk faktörüdür. Koronavirüste bu açıdan influenzadan çok daha güçlü bir risk faktörüdür. Koronavirüs risk faktörü olan hastalarda inmeyi tetikleyebilir" dedi.
'PANDEMİ DİYE İNME EVDE TEDAVİ EDİLMEYE BAŞLAMADI'
İnmenin en kolay tanınan belirtilerinin yüzde çarpılma, konuşma bozukluğu ve kolda güçsüzlük olduğunu söyleyen Prof.Dr. Topçuoğlu, şunları kaydetti:
"Bu 3 belirtiden bir tanesi varsa siz felç geçiriyorsunuz demektir. Felç geçirdiğiniz zaman size belli zaman diliminde müdahale edilmesi lazım. Semptom başlangıcından itibaren 4,5 saat içerisinde ilacın takılması lazım. Anjiyo ile girip büyük damarların açılması için gereken süre de genellikle 6-8 saat. Bunları düşündüğünüz zaman hastaneye en erken zamanda gelmeleri lazım. İnme her hastanede tedavi edilemez. Özellikle majör inmeler büyük ve teşekküllü Türkiye'de inme merkezi dediğimiz hastanelerde tedavi edilir. Eğer yüzde kayma, konuşmanızda bir bozukluk veya kolunuzda bir güçsüzlük varsa ya da başka bir fonksiyonunuzu yapamıyorsanız inme geçirdiğinizi düşünüyorsanız tereddüt etmeyiniz 112’yi arayınız. 112 sizi en kısa zamanda en uygun yere getirecektir. Bunun tedavisi vardır. Gecikmekle çok şey kaybederiz. Her bir 10 dakikanın, her bir saniyenin önemi vardır. Asla düzelmesini beklememiz lazım. Asla bir yakınımız gelsin diye beklememek lazım. Pandemi diye de inme evde tedavi edilmeye başlamadı. Bu hastaların hastaneye gelebilmek için hemen 112’yi aramaları lazım. Sakın kendileri gelmeye çalışmasınlar."
'YOĞUN BAKIMA GİREN HASTALARDA BEYİN REZERVLERİ AZALIR'
Prof. Dr. Topçuoğlu, koronavirüsün bazı vakalarda beyine yerleşerek ensefalit yaptığını ancak doğrudan virüsün beyine giderek, yerleşerek beyin tutulumunun çok görülmediğini kaydetti. Yoğun bakıma giren hastalarda beyin fonksiyonlarının rezervinin azaldığına dikkat çeken Topçuoğlu, şöyle konuştu:
"Yoğun bakımdan çıktığınız zaman eski performansın olmadığı bilinir. Bu işte uzun dönemde tedavi ile düzelebilir. IQ'nuzda biraz düşebilir yoğun bakımda. Ancak bunların çoğu düzelebilir. İyi tedavi ile yoğun bakımdan sağ çıkmak en önemli olan şeydir. Çıktıktan sonra da tedaviler devam eder ve de çoğu hasta zihinsel fonksiyonlar olarak eski rezervlerine kavuşur. Ama ağır hastalık kapsamında yoğun bakımda kaybedilen zihinsel fonksiyonların geriye dönüşümü aşamasında tedavi ve kendinden eski haline gelme bir yılı aşkın sürelerde devam edebilir. Özellikle yaşlı, zihinsel kabiliyetleri düşük, demanslı olanların her biri koronanın ağır seyretmesi için risk faktörleridir. Bu hastalarda enfeksiyonlardan sonra zihinsel fonksiyonları eski haline gelememesi yani demansın kötüleşmesi veya eskiden klinik olarak belirti vermiyorsa gündelik yaşamı etkilemiyorsa etkileyecek düzeye çıkması söz konusu olabilir."
Pelin ÜZEK KILIÇ-Celal ATALAY/ANKARA,(DHA)