1 Haziran ile birlikte normalleşme süreçlerinin başlamasına karşın pek çok çalışan evden esnek çalışma düzenine devam ediyor. Tohum Eğitim Kültür ve Doğa Derneği bu kapsamda, koronavirüs döneminde 'evden veya esnek çalışma' dönemine geçişin hem iş hayatına hem de bireysel hayata yansımalarını incelemek amacıyla araştırma yaptı. Türkiye’nin farklı illerinden 388 katılımcının internet üzerinden uygulanan anket ile katıldığı araştırmada, ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Evden/esnek çalışma araştırasına katılanların yüzde 41'ini kadınlar, yüzde 58’ini ise erkekler oluşturuyor. Yaş grubuna bakıldığında ise büyük oranda 25-40 arasında genç bir çalışan kitlesi olduğu görülüyor. Meslek grupları ise ağırlıklı olarak finans, eğitim, çevre, kamu hizmetleri, adalet ve güvenlik sektörlerini kapsıyor. Evden çalışma süreci, katılımcılar tarafından tra?kte zaman harcamamak, giyim kurallarına bağlı olmamak ve evde yemek yiyor olmak gibi ayrıcalıklara sahip olma konusunda yüksek oranda olumlu değerlendiriliyor. Bu noktada katılımcıların, iş mekânına giderek çalışmanın getirdiği zorunlulukları olumsuz değerlendirdikleri ve bu zorunlulukların ortadan kalkmasına memnun oldukları belirtiliyor.
'ÇALIŞAN KADIN EV İŞLERİNDEN ŞİKÂYETÇİ'
Araştırmada, çalışan kadınların pandemi sürecine ilişkin, "Ağırlıklı olarak kadına yüklenen ev işlerinde, çocuk bakımı, hijyen, gıda güvenliği noktaları da yer alıyor. Pandemi sürecinde bu yükü üstlenen bireylerin yaşadıkları stres oranı da artıyor. Araştırmanın bulguları da bu gözlemi destekler nitelikte olarak çoğunlukla kadın katılımcılar evden çalışmanın ev işlerini arttırdığını belirtiyor. Erkekler, evden çalışma ile genel iş yaşamlarının daha kolay bir hal aldığı ve eski çalışma düzeni ile aynı kaldığını belirtirken, kadınların genel iş yaşamının daha zor bir hal aldığını sonucu ortaya çıkıyor. Kadınların ‘ikinci vardiya’ olarak yüklenmek zorunda oldukları ev işleri ile evden çalışma düzeni birleşerek tam zamanlı bir mesai halini aldığı görülüyor" ifadeleri yer aldı.
'İNSANLAR DİĞER İNSANLARA İHTİYAÇ DUYUYOR'
İnsanların sosyal bir varlık oluşundan kaynaklı diğer insanlar ihtiyaç duyulduğu ifade edilen araştırmada, "Çalışanların COVID-19 süreci sona erdiğinde 'o?s ortamına dönmek' istemesinin ağır bastığı gözleniyor. Araştırma sonuçlarından ayrıca ev-ofis arasındaki seçimin kadın ve erkek bağlamında önemli farklılık gösterdiği görülüyor. COVID-19 süreci sona erdikten sonra evden çalışma sistemine devam edilmesini çoğunlukla erkek katılımcılar isterken, kadın katılımcılar ise, evden çalışmanın ‘çifte yük’ oluşturduğu için ofis ortamına dönmeyi istedikleri sonucu ortaya çıkıyor" denildi.
'UYKU DÜZENİ OLUMSUZ ETKİLENİYOR'
Araştırmanın bir diğer konusu ise, uyku saatlerindeki esneklik ve uzaktan iletişimin etkilerine ilişkin, şu ifadelere yer verildi:
"Uyku saatlerindeki esneklik ve uzaktan iletişim kurmak/online toplantılar gerçekleştirmek konuları da olumlu olarak değerlendirilse de, evde hareketsiz ya da saatlere bağlı olmadan yaşıyor olmanın uyku düzenine olumsuz etkileri olduğu gözleniyor. Her bireyin yeniliklere adaptasyon süreci farklılık gösterir. Ancak yeni bir düzene adapte olmanın yanı sıra sokağa çıkma yasağı, kısıtlamalar ve hasta olma riski bireylerde kaygıyı da beraberinde getiriyor. Ev içinde genel hijyen ve bakımdan, diğer bireylerin ihtiyaçlarından sorumlu olmak ise kaygı oranını arttırıyor."
ANKARA, (DHA)