Gün Haber
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yasal boşluk olur mu?
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
YAZARLAR
22 Nisan 2022 Cuma

Yasal boşluk olur mu?

GÖZLEMLERİM::::

            Geçenlerde çok şaşırtan bir durumla karşılaştım. BEYAN ESASTIR… Hiç duymuş muydunuz?  Şimdi siz elektrik veya su aboneliği alacaksınız. Gidip ilgili kuruma bu benim kimliğim, şu adreste oturuyorum, abone olmak istiyorum demeniz yeterli. Yani ne tapu, ne kira sözleşmesi vs. hiçbir şeye gerek yok. Elektriğiniz ve suyunuz bağlanıyor.  Açık ise üzerinize devralabiliyorsunuz. Böylelikle elektrik ve su aboneliği üzerinizde olmuş oluyor. Her yere müracaat edip sahipleniyorsunuz. Belki tapusunu bile üzerinize alma şansı doğabilir? Bilemem…

             “Vatandaşın beyanı esastır” yasası devletin gerçek sahibi olduğu vatandaşına güven esasına dayanır. Yani devlet vatandaşına sonsuz güvenir. Gayet doğru bir yaklaşım. Gerçekten iyi niyetli olarak vatandaşın mağdur olmaması için, işi kolaylaştırmak ve hayati önem taşıyan elektrik ve su gibi temel ihtiyaçların servis edilebilmesi için çıkartılmış bir yasa.  Buna hiç kimsenin itirazı olamaz. ( Türk Medeni Kanunu'nun 2maddesine göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz) der.

          Ancak, dünyada gittikçe artan şiddet ve yağmacılık olayları, sahte belgelerle sahip olunan çeşitli mal ve mülkler kol gezerken, tam tersine sıkı denetim gerektiren konularda devletin hassasiyeti artması gerekirken “vatandaşın beyanı esastır” olur mu?

          Devletin asli görevlerinden biri de vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamasıdır. Bu durumda mülk sahiplerinin can ve mal güvenliği sağlanmış oluyor mu?

          Bu durumda, boş bulduğun bir ev veya işyerine gir, hatta adamı tehdit et kaçır yerleş, her şey beleş… Benden söylemesi. Gidip durumu sorumlu bildiğiniz tüm mercilere iletebilirsiniz. Size hukuki işler, dava aç derler. Dava açarsınız bilmem kaç yıl sürer. Adam iki yıl hiç para ödemeden evde oturabilir, iş yeri ise işletip para kazanabilir ve hatta sarf ettiği elektrik ve su, ödenmesi gereken vergileri de ödemez. Sonunda siz onları da ödersiniz. Kaçak elektrik vs. gibi. Duyduğum bu güzel ülkemde on binlerce dava var bu gibi. Herkes muzdarip. Bir vatansever hukukçu da olaya el atmıyor galiba.. Neden ki? Bilmem…

        Ha şu olmalıdır. Yanlış beyan vererek elektrik veya su aboneliği alan kişi, yani iyi niyetle çıkartılmış yasayı “kötü niyetli “ olarak kullanmış ise, bunların davaları ivedilikle bakılmalı ve mülk sahiplerinin hakları korunmalıdır. Cezaları da kesinlikle ertelenmemeli veya para cezasına çevrilmemelidir. Yani caydırıcı olmalıdır. Bu da tabiî ki devletin asli görevidir.

Sonuçta, “YASAL BOŞLUK” VAR MIDIR? OLUŞTURULUR MU?

             Hepimizin bildiği gibi Tıp ta “hastalık yoktur, hasta vardır” denilir. Bunu açacak olursak dış görünüşte hepimiz insanız veya hayvanız, yani canlıyız. Bu morfolojiktir. Ancak mikroskobik ortamda birbirimize benzemeyiz. Farklılıklar içeririz. Ve her canlı, molekül düzeyde kâinatta tektir.  O nedenle her hasta kendine özgüdür. Dolayısı ile ayrı değerlendirilip hasta kişiye özgü tedavi edilmelidir.

             Hukuk ta aynıdır. Her olay kendine özgüdür. Bildiğiniz gibi Anayasa temel maddelerden oluşturulur. Ne kadar kısa ise o kadar o Anayasa değerlidir. Yasalar, Anayasa maddelerini açar. Detaylandırır. Yönetmelikler örnekleriyle olayları açarlar. Her olayın yasada yer alması mümkün değildir. Benzer olabilir, ama aynı olamaz.

     Aynı olsaydı, hastaya tüm tetkikler yapılır, sonuçları bilgisayara yüklenir ve teşhis konulurdu. Hatta reçete yazılırdı. Doktora gerek kalmazdı.

     Aynı görüşle suçlu ve mağdur ifadeleri bilgisayara yüklenir, bilgisayar kanunlara bakarak suçlu ve suçsuzu ayırt ederdi. O zaman da hâkime gerek kalmazdı.

       İşte burada doktor ve hukukçu devreye girer. Sorumluluğunu alır. Hekim, hakim ve hakem “HÜKÜM” den gelir. Yani bu üç meslek sorumlusu “hüküm” verendir.

 O halde sorumluların gevşek davranmaları durumunda yasal boşluk oluşturulabilir. Kanımca…

Tabi ki en doğal olanı ve en doğrusu her bireyin insan sorumluluğunu bilmesi gerekir. O zaman ne yasaya ne de hakime ihtiyaç duyulur. Gelişmiş, kendisi ile barışık toplumlarda dava sayısı az olur. Dolayısı ile hakime gerek kalmaz. Ve “ övünerek “ bahsettiğimiz ADALET SARAYLARI na da gerek kalmaz. Zaten bilindiği gibi gelişmiş toplumlarda adliye binaları birkaç odadan oluşur.

Türk Medeni Kanunu:

Madde 1 – Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.

SONUÇ: YASAL BOŞLUK OLMAZ…

Sevgilerimle…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
TÜRKİYE ANTALYA BURDUR ISPARTA SİYASET TURİZM YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ RESMİ REKLAMLAR KAMPÜS SPOR GÜN'ÜN ÜRÜNÜ SAĞLIK EKONOMİ DÜNYA
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Gün Haber