Ruh halim mi? Darmaduman…

Bu da geçer, alışmalısın, dayanmalısın.

Böyle kalmaz zamanla düzelir elbet

Bu da geçer arkadaş bu da üzülme

Alışmalıyız, dayanmalıyız, hayat gönlünce olmaz

Ömrün yasla dolmaz, gül geç bir şeyin kalmaz

Yarın başka bir gündür, yarını bekle

Bu da geçer arkadaş sakın üzülme…

Ne güzel sözler değil mi? Gerçekten dayanma ve sabretme zamanındayız. Olacak olanın ne yazık ki önüne geçilemiyor. İnsanın dünyasını bir telefon başına yıkılabiliyor, bir telefon da mutluluktan uçurabiliyor…

İşte benim dünyam da geçen sene 25 Mart 2019 sabah saat 08.30 da oğlumdan gelen telefonla kafama yıkıldı… Bir gün önce güle oynaya İstanbul’a yolcu ettiğim ve sonrasında saat başı telefonda konuştuğum  çocuklarımın babası hayat arkadaşım aniden hayata veda etti.. Tek hatırladığım oğlumun sesi “ Anne babam öldü”… Elimde telefon kalakaldım… Ben daha önce bir evlat, ana, baba, arkadaş, dost v.s kayıplarımda  çok acı çektim ama hep metanetli olmayı başarmıştım, soğukkanlı olduğum söylenirdi. Ama bu çok başka bir şey oldu benim için… Sanki dayandığım dağ yıkıldı oradaki çığ üstüme düştü ve ben altında kaldım… Paniği atlatmaya çalışıp hemen İstanbul’a hareket için yola çıktım havaalanına geldiğimde yanımda kimliğim yoktu onu bile almayı unutmuşum neyse ki hava yolları yetkilileri resimli bir kartımı böylesi bur durumda kabul edip beni yolumdan alıkoymadılar. 

O bir saat nasıl geçti? Anılarla… Komik adamdı Çakır, ama bir o kadar da aksi, bunun yanında da pamuk gibi de bir kalp taşırdı… Siz hiç tanıştığınız gün ben seninle evlenecem diyen adam duydunuz mu?  Kayahan’ın şarkısında dediği gibi ‘ Bizimkisi bir aşk hikayesi, siyah beyaz filim gibi biraz, gözyaşı umut ve ihtiras, bizimkisi alev gibi biraz”

İşte aynen böyle zor şartlarda yürütmeye çalışılan bir ilişki! Neden mi? Ben sanatçıyım ya onun da ailesi Karadenizli, baba, hem iş adamı hem de bürokraside çok saygın ve sevilen bir isim… Tanımadan anlamadan veto.. Yasaklar her zaman insanları tahrik eder aynen şu anda yaşanan sokağa çıkma uyarısını delen vatandaşların yaptığı gibi! birazdan bu konuya da geleceğim. Neyse uzun uğraşılar debdebeler sonunda biz edik murada ve iki evlat… Sonrası mı?

Anne baba ve akrabalarla hiç bir sorun yaşamadım sarıp sarmaladılar beni ve çocuklarımı bir abla hariç… Onu da  ben Allaha havale ettim… Neyse yine komik bir olay dünyada balayına yalnız giden ( kız arkadaşı ile ) tek kişi benimdir her halde… 1974-2019 uzun yıllar ve yaşanmışlıklar… Kavgalar, barışmalar hatta boşanmalar bunlar yaşandı… Şimdi soran olacak boşandığın bir insanı neden böyle anıyorsun diye ? Eş olmak başka, dost insan olmak başka bir şey.. Vicdanlı insan olmak çok başka. Benim hayatımda çok önemliydi yanımda olmasa bile varlığı bana bir güçtü. Bir kere muhteşem sevgi dolu bir babaydı. Fakir fukara babasıydı. Hayvanlar için sabah 6 da kalkar mahalle mahalle dolaşır onları doyurur sonra kendi kahvaltısını yapardı. Onu tanıyan herkes nasıl koca yürekli bir adam olduğunu bilir..  Daha neler yazmak isterim ama kelimeler şu anda düğüm oldu belki bir gün kitap haline getiririm inanın hem komik hem duygu dolu bir hikaye olur..

Ben bunları düşünerek geldim İstanbul’a ve  son vazifeler yapıldı… İnanmakta, kabullenmekte zorlanırken zaman nasılda su gibi aktı ve gidişinin ilk yılı… Mekanın cennet olsun Çakır’ım Annelerin (benim ve senin) kızın, baban, yakınların dax,daxi, çika  senin yanında.. Bizlerse burada seni her gün anıyor ve dualarımızı yolluyoruz…

Gelelim bu yasaklarla derdimize. Yahu millet ne oluyor sizlere nedir bu mangal merakınız oturun evinizde yiyin etlerinizi anlamıyorum neden pazar günü herkes parklara ve sahillere doluştu… Ya cami kapılarını zorlayanlar? Evde namaz kılınamıyor mu?.. Anlayın artık zor bir süreç… Dünya kırılıyor nedir bu inat… Karantinadan kaçanlar evde oturamayanlar?.. Sosyal medyadan mesaj veren bir ünlümüz ertesi gün Bebek sahilinde neymiş “çocuğuna hava  aldırıyor” komik muhteşem bir villada ve kocaman bahçesi olan bir evde oturup çocuğu bahane etmek hem de bunları söylerken o çocuk arabada uyuyorsa buna sahtekarlık denmez de ne denir? Yapmayın lütfen…

65 yaş üstü evden çıkmayın deniyor evet ama bu da yanlış anlaşıldı… Onlar hasta değil, onların hasta olmaması için bu yasak…

Kafamız karma karışık kimi diyor eldiven, maske takmanın faydası yok, kimi de tam tersi… Ne yapmalıyız bilemedik..  Bir bilmezin içindeyiz… Bu arada binlerce teşekkürler özveri ile çalışan sağlıkçılarımıza… Onlar gece gündüz demeden kendi canları pahasına hayat kurtarmaya çalışırken emniyetçilerimiz de aynı teşekkürü hak edenlerden ..  Sağlık bakanımız Bizlere de onlara yardımcı olmak düşüyor…

Kemer’de “ Kemerin Kadınları” gurubunun kurucusu İpek Şevik ‘in başlattığı sağlıkçılara alkış çığ gibi büyüdü. Herşey çok güzel olacak gurubunda da paylaşıldı. Gaziantep Antalya İstanbul ve bir çok kentten alkış sesleri gerçekten onlara moral olur inşallah…

Evet sevgili dostlar bu da geçecek zor ama imkansız değil.. Kendiniz için, sevdikleriniz için, çocuklarınız için lütfen EVDE KAL Türkiyem… Sağlıklı günler dileklerimle…

Unutmayalım ki;

“Kendini sağlam bilen hastanın tedavisi olmaz”

Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile.. ( Nisa suresi 78)