Gün Haber
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Mucizenin adı “Elif” bebek…
Serpil Nur Abiral
YAZARLAR
2 Kasım 2020 Pazartesi

Mucizenin adı “Elif” bebek…

Üç gündür dualarımız İzmir’de yaşanan deprem faciası sonucunda göçük altında kalan vatandaşlarımızın sağ salimen kurtulmaları için…

Sabahlara kadar televizyon haber  kanalları arasında dolaşıp duruyor, gözyaşları içinde rabbime yalvarıyorum… 

8 katlı bina karton ev gibi çöküverdi içinde ki canlarla…

Kimi ailece yakalandı, kiminin annesi, kiminin yavrusu, kiminin babası… Kimi uyurken, kimi çalışırken…

Ama bravo kurtarma ekiplerine can hıraç çalışmalara aralıksız, özenle son derece dikkatli ve özenle  devam ettiler. Kimi zaman alkışlarla çıkarttılar canları kimi zamanda gözyaşları ile… 

Ya o cankurtaran köpekler… Hani sokakta tekmelenen, suları, yemekleri yok edilen, zehirlenen, sokağınızda yaşamalarına tahammül edemediğiniz o canlar kaç hayat kurtardı biliyor musunuz?..

Bir kedinin kurtarma ekibinin kucağında göçük altından çıkarıldığında gözünden akan yaşlar, bir yavrumuzun “elimi bırakma abi”  deyişi, yine bir yavrumuzun da “kedi sesi çıkarayım mı köpek beni bulsun” demesi.. Kelimelerin  tükendiği durum bu işte…

Kaç ailenin ocağı söndü?… Kardeşler el ele hayatan koptu, anne iki evladı ile hayatını kaybetti, bunun gibi bir sürü can kaybı. 106 mutlu haber… 91 acı haber… 7907 personel gece gündüz demeden kurtarma çalışmalarına devam ediyor…

Ama en mutlu haber 65 saatin üzerine sağlıkla kurtarılan 3 yaşında ki Elif bebekten geldi…  Kardeşi Umut’un  enkazdan ne yazık ki cansız bedeni çıktı… Öldürmeyen allah öldürmez derler ya işte 58 inci saatte İdil 65. saatte Elif bebek mutluluğumuz oldu.

Göz yaşlarım sel gibi akıyor,  İtfaiye erinin parmağına sıkı sıkı tutunan Elif’in görüntüsünü gördükçe…Ah bebeğim nasıl güçlü bir kızsın sen hayatta yüzün hep gülsün rabbim sana bir daha böyle bir acı yaşatmasın inşallah…

Bizlerin içi yanarken, tüm Türkiye tek vücut olmuş yardım için çırpınırken, kötü niyetli insanlara ne diyeyim bilemiyorum… Dağıtılan yardım paketlerini sıraya girip alan ve sonrasında götürüp satan insanlığın yüz karası adam  sana ne diyeyim ki? Nerede bıraktın vicdanını, bu kadar mı insanlığını kaybettin be şerefsiz?…

Peki bu kadar deprem yaşayan, bu kadar can kaybı yaşayan  bizler yaralarımızı sardıktan sonra bu yaşananlardan bir süre sonra ders almamış vaziyette hayata devam etmiyor muyuz? İbret alıyor muyuz, gerekli önlemleri alıyor, aldırabiliyor muyuz?

Cevap Hayır, Hayır, Hayır… Her deprem alanı, gerçeği tüm çıplaklığı ile gözlerimizin önüne seriyor.  Yan yana apartmandan biri sapasağlam ve dimdik dururken, diğeri un ufak olup yerle bir olmuş. Sebep, ne betonu beton ne demiri demir…

Yapılması gereken eski binaların kentsel dönüşümle depreme dayanıklı hale getirilmesi, ama gelin görün ki menfaatler yüzünden anlaşmalar yapılamadığından elzem olan bu kentsel dönüşüm bir çok yerde hayata geçirilemiyor. Projeler yapılıyor zorunlu ya! İmzalar atılıyor yazılıp çizilenler ne yazık ki hayata geçirilmiyor. İşin en önemli kısmı belediyelere düşüyor, anında adım adım denetlenip raporlanması ve imza ile yola devam edilmesi gerekirken tastikten sonra kontroller allaha emanet oluyor. Masa  başında ki imza ile kalıyor her şey ve sonrasında göçük aldında kalan canlar…

Tabi bir de en önemli bina içindeki bilinçsiz tadilatlar… Daha fazla kazanç için büyütülen mekanlar, bilinçsizce yıkılan taşıyıcı kolonlar…

Tüm bu sorumsuzluğun bedeli kayıp hayatlar, yıkılan binalar, dağılan yuvalar ve gözyaşı….

Bu yaşanan son olsun diyecem ama, deprem kuşağındayız iyimser olmanın anlamı yok. Bunun yerine tedbirli olmalı ve fay hatları üzerinde bulunan beldelerin önlemlerinin kamu kuruluşları tarafından öncelikle alınmaları gerekmektedir.

Afet koordinasyon ekibini gönülden kutluyorum Allah onları başımızdan eksik etmesin hepsine minnettarız… Bizler bu acıları yaşarken kalbimiz İzmir de yüreğimiz, dualarımız göçük altında kalanlarla iken, bir takım duyarsız insanın kültürümüzde olmayan ve de böylesi bir salgınla savaşırken “ cadılar bayramı” nı kutlamaları da gerçekten anlaşılır gibi değil…

Yaşanan felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rabbimden rahmet, yaralılara şifa, geride kalanlara da sabırlar diliyorum…  Geçmiş olsun İzmir…

“Yer sarsıldığı dağlar parçalandığı dağılıp toz duman haline geldiği zaman “ (vakıa 4-5-6)

“Güneş katlanıp dürüldüğünde, yıldızlar kararıp döküldüğünde, dağlar sallanıp yürütüldüğünde” (tekvir-1-2-3)

“Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir” (hac 1)

Deprem bir sarsıntıdır, bir uyarıştır. İnşallah kendimize  gelmemize uyanışımıza sebep olmuştur. Allah hepimizi korusun…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
TÜRKİYE ANTALYA BURDUR ISPARTA SİYASET TURİZM YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ RESMİ REKLAMLAR KAMPÜS SPOR GÜN'ÜN ÜRÜNÜ SAĞLIK EKONOMİ DÜNYA
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Gün Haber