Gün Haber
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ayrılık acısı
Serpil Nur Abiral
YAZARLAR
23 Ekim 2018 Salı

Ayrılık acısı

Ayrılık acısıyla dolu o kederli süreçten geçmenin ne demek olduğunu hepimiz biliriz. Ailenin bir üyesi hayatını kaybederse yada sevdiğiniz biri sizden ayrılırsa onların artık sizlerle olmadığını kabullenmek için zamana ihtiyaç duyarsınız. Peki ya  sizi bırakıp giden insan değilde evinizde herşeyiniz olan, size her durumda karşılıksız sevgisini vermekten kaçınmayan, mırıl mırıl kucağınıza gelerek stresinizi alan, tüm giysilerinizi tüy içinde bıraktığı, koltuklarınızı, ayakkabılarınızı parçaladığı hatta en değerli eşyanızı kırdığı halde bir bakışı ile sizi kalbinizden sevgiyle vuran evcil dostunuz ise ?…

Hayvan sevgisinden anlamayan pek çok insan bu acının ne demek olduğunu anlamaz ve bu yüzdende gözlerinde küçültüp önemsemezler ve kişinin çektiği acıyı hafife alarak “üzülme o bir hayvandı, yerine bir yenisini al” diyerek kendilerince duygularını ifade ederler, oysaki kediler, köpekler, tavşanlar, kaplumbağlar, kuşlar… onlar sadece bir hayvan değil, evlat edinildiğinde ailenin bir parçasıdır. İşte bende ailemin bir parçası olan Çika kızımızı tüm yaşatma çabalarımıza rağmen ne yazık ki kaybettik…

Onunla yolumuz 5 yıl önce İstanbul’da oturduğumuz siteden bir diğer siteye taşınırken kesişti. Çok küçüktü… Eşya taşıyan nakliye şirketi taşıma işlemini 3 günde tamamladıktan sonra yerleşme falan derken o bir haftalık sürede her gün kapının önünde sitede oturan japon çocukların elinde görüyordum onu hemen ağacın altına yemini ve suyunu koyuyordum. Bu arada evde Bıcır’ımız ve Minok’umuz var. 1 haftanın yorgunluğu ile ben Kemer’e döndüm kızım, oğlum İstanbul’da kaldı. Bu arada miniğin maması kızım tarafından veriliyor… Bir iki gün sonra kızım ağlayarak beni aradı ve yavru kedinin simsiyah zifte batmış olduğunu ve çocukların onu hırpaladığını söyledi. Dayanılır mı? Hemen aldı bir veteriner kliniğine götürdü 10 güne yakın uğraş ve bakımdan sonra Çika kızımız olarak ailemize katıldı prensesimiz oldu…

Tombulluğu ile dikkati çeken Çika hepimizin ve hatta evdeki diğer iki canlarımızın da göz bebeği idi…

Ama geçtiğimiz Cuma kızımdan gelen telefonla alt üst oldum, hemen uçağa atlayarak İstanbul’a gittim…. 8 kilo olan Çika kızım 3 günde erimiş 4 kilo olmuş her tarafı sapsarı… Tabi bu arada gece kızımın ticari veteriner klinikleri ile yaşadıkları ayrı bir konu… Hayvan hasta, hasta sahibi panik içinde, veteriner olacak kişi daha hastanın nesi var bilmeden, bakmadan bir kağıt uzatıyor imzalanmak üzere…

Kağıtta yazanlar şöyle; “aldığım hizmetten memnunum ve kötü bir olay yaşanması halinde mesuliyet kabul etmiyorum.”  Ve 600 tl peşin…. İyi de ne yaptınız, nesine baktınız da bu yazı ve bu para…. Tabi hemen oradan çıkıyor ve Gayrettepe de Şekerci veteriner kliniğine gidiyor elinde hasta hayvanı ile… Sağolsunlar son derece profesyonel ve bilinçli bir ekip hemen müdahale ederek teşhis konuluyor… Sorun karaciğerde ve Sarılık… Ümitsiz bir vaka ama ümitlendirmeden elden ne gelirse yapılacağı söyleniyor ve sabah ben de oradayım… Evet Çika için her gün zorlu bir süreç başlıyor bir sürü iğne ve bir saat serum… İştah yok, enjekte ile zorla mama veriyorum… Kızım çalıştığı için Çika ve ben biniyoruz uçağa geliyoruz Kemer’e burada da Volga Veteriner kliniği 2 gün aynen ilaçlarımıza ve seruma devam ediliyor… Öpüyorum kokluyorum sarıp sarmalıyorum ama olmuyor ve Çika’m melek oluyor…

Bizim ailemizden Dax, Daxi, Büdü ve Çika inanıyorum ki cennette bir aradalar… Çok üzgünüm, kızım perişan, ama elimizden bu kadarı geldi… Şimdi kızım için zor bir süreç başlıyor. Çünkü yaralı, çünkü dünyaya küs. Onun zamana ve sevgiye ihtiyacı var Bıcır ve Minok onun yanında istediği sürece bende… Şimdi ne söylesek yanlış anlayacak biliyorum. Zaman en güzel ve en etkili ilaç…

O bizi 5 yıl çok mutlu etti bizde onu…Ne yazık ki kabullenmek zor da olsa dünya hepimiz için fani… Bir varmış bir yokmuş…İzlediğiniz filmde başrol oyuncusunun ölmesi üzücüdür, ama bir hayvanın ölmesi yıkıcıdır!!

Ve son söz

Hayatın ızdırabından iki kaçış vardır: Müzik ve Kediler… Albert Schweizer

Kemer Gözcü gazetesine yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Konunun ne olduğu hakkında tam bir bilgim olmasa da şiddet asla kabullenilecek bir durum olamaz…  Üstelik belediye çalışanı kurumunun adını düşünmeden böyle bir olaya kalkışıyorsa sözün bittiği yer demektir… Haklı bile olsan şu anda kendini haksız yere koyan sensin be adam… Ne demek gazete basmak bağırıp çağırmak. Hakkını arayacağın yer gazete kapısı değil YARGI… Bu arada Kemer Belediye Başkanı sn Mustafa Gül’ü kutlamadan geçmek haksızlık olur bir teşekkür kendisine… Kurumunun adını bu çirkin saldırıyla geçiren personelin işine son vermiş…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
TÜRKİYE ANTALYA BURDUR ISPARTA SİYASET TURİZM YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ RESMİ REKLAMLAR KAMPÜS SPOR GÜN'ÜN ÜRÜNÜ SAĞLIK EKONOMİ DÜNYA
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Gün Haber